Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İKTİDAR : Turkish Turkish

devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi; bu yetkiyi elinde bulunduran kişi ve kuruluşlar

İKTİDAR : Turkish Turkish

ir işi yapabilme gücü, erk, °kudret

İKTİDAR : Turkish Turkish

ir işi başarabilme yetki ve yeteneği

İKTİDAR : Turkish Turkish

devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi; bu yetkiyi elinde bulunduran kişi ve kuruluşlar

İKTİDARA GELMEK : Turkish Turkish

devleti yönetme yetkisini elde etmek

İKTİDARDAN DÜŞMEK : Turkish Turkish

devlet yönetiminde yetkiyi başka bir gruba bırakmak zorunda kalmak

İKTİDARLI : Turkish Turkish

güç ve nüfuz sahibi

İKTİDARSIZ : Turkish Turkish

gücü, nüfuzu, yeteneği olmayan, beceriksiz, yetersiz

İKTİDARSIZ : Turkish Turkish

cinsel gücü olmayan (erkek)

İKTİDARSIZLIK : Turkish Turkish

güçsüzlük, beceriksizlik, yetersizlik

İKTİDARSIZLIK : Turkish Turkish

(erkek için) cinsel gücü olmama durumu, puluçluk

İKTİFA : Turkish Turkish

yetinme, yeter bulma; kanma

İKTİFA ETMEK : Turkish Turkish

yetinmek; kanmak

İKTİRAN : Turkish Turkish

yaklaşma, yanına gelme

İKTİRAN : Turkish Turkish

(bir yere) ulaşma, erişme

İKTİSADİ : Turkish Turkish

ekonomik

İKTİSADİYAT, -TI : Turkish Turkish

ekonomi bilimi

İKTİSADİYAT, -TI : Turkish Turkish

ir devletin ekonomik durumu

İKTİSAP : Turkish Turkish

kazanma, edinme, edinim

İKTİSAP ETMEK : Turkish Turkish

kazanmak, edinmek

İKTİSAT : Turkish Turkish

ekonomi

İKTİSAT ETMEK ( YA DA YAPMAK) : Turkish Turkish

tutumlu davranmak, tasarruf etmek

İKTİSATÇI : Turkish Turkish

ekonomi uzmanı, °ekonomist

İKTİSATÇILIK : Turkish Turkish

ıktisatçının işi

İKTİSATLI : Turkish Turkish

aşırı harcama yapmayan, tutumlu