Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İKTİSATLI : Turkish Turkish

aşırı harcamayı gerektirmeyen, masrafa neden olmayan, idareli

İKTİSATLI : Turkish Turkish

tutumlu bir biçimde

İKTİSATSIZ : Turkish Turkish

aşırı harcama yapan, tutumsuz

İKTİSATSIZ : Turkish Turkish

aşırı harcamayı gerektiren, idaresiz

İKTİZA : Turkish Turkish

gerekli olma, gerekme

İKTİZA ETMEK : Turkish Turkish

gerekmek

İL : Turkish Turkish

merkezi yönetimin, coğrafya durumuna, ekonomik koşullara, kamu hizmetlerinin gereklerine göre ayrılmış bir vali yönetimindeki en önemli bölümü, °vilayet

İL : Turkish Turkish

ülke, yurt, el

İLA : Turkish Turkish

ye kadar,
..ye değin

İLAÇ : Turkish Turkish

ir sayrılığı iyi etmek ya da önlemek için, türlü yollardan kullanılan madde, em, deva

İLAÇ : Turkish Turkish

çare, önlem

İLAÇ : Turkish Turkish

ir sayrılığı iyi etmek ya da önlemek için, türlü yollardan kullanılan madde, em, deva

İLAÇ : Turkish Turkish

çare, önlem

İLAÇ İÇİN...YOK : Turkish Turkish

hiç yok

İLAÇ İÇİN...YOK : Turkish Turkish

hiç yok

İLAÇ TEDAVİSİ : Turkish Turkish

sayrılıkları kimyasal yollarla sağaltma yöntemi, °kemoterapi

İLAÇ TEDAVİSİ : Turkish Turkish

sayrılıkları kimyasal yollarla sağaltma yöntemi, °kemoterapi

İLAÇ YAZMAK : Turkish Turkish

eçete yazmak

İLAÇLAMA : Turkish Turkish

ılaçlamak eylemi, ilaç püskürtme işlemi

İLAÇLAMAK : Turkish Turkish

ılaç sürmek

İLAÇLAMAK : Turkish Turkish

mikroplardan arındırmak, zararlı böceklerden korunmak amacıyla ilaç püskürtmek ya da sıkmak

İLAÇLANIŞ : Turkish Turkish

ılaçlanmak eylemi ya da biçimi

İLAÇLANMAK : Turkish Turkish

ılaçlamak eylemi yapılmak ya da ilaçlamak eylemine konu olmak

İLAÇLANMAK : Turkish Turkish

kendine ilaç sürmek

İLAÇLATMA : Turkish Turkish

ılaçlatmak eylemi