Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İLERLEMECİ : Turkish Turkish

çağdaşlaşma, kalkınma, ilerleme yanlısı (kimse, görüş)

İLERLEMECİLİK : Turkish Turkish

ılerlemeci olma durumu

İLERLEMEK : Turkish Turkish

ulunduğu yerden daha ileriye gitmek; yol almak

İLERLEMEK : Turkish Turkish

(vakit için) geçmek

İLERLEMEK : Turkish Turkish

daha güçlü, daha etkili duruma gelmek

İLERLEMEK : Turkish Turkish

daha iyi, daha yüksek bir düzeye, aşamaya erişmek, gelişmek, terakki etmek

İLERLEMEK : Turkish Turkish

(hastalık, yangın) daha kötüleşmek, ciddileşmek

İLERLETMEK : Turkish Turkish

ılerlemesini sağlamak, ilerlemesine yol açmak

İLERLEYİCİ : Turkish Turkish

ıleri giden, ilerleyen

İLERLEYİCİ BENZEŞME : Turkish Turkish

sözcükte önceki sesin sonraki sesi etkilemesi

İLERLEYİŞ : Turkish Turkish

ılerlemek eylemi ya da biçimi

İLETİ : Turkish Turkish

ildirme yazısı, °mesaj

İLETİ : Turkish Turkish

ir anlatının iletmek istediği temel düşünce, bildiri, °mesaj

İLETİ : Turkish Turkish

vericinin belli bir anlam yükleyerek alıcıya gönderdiği ve onun da anlamını çözdüğü herhangi bir simge, °mesaj

İLETİCİ : Turkish Turkish

ıletme özelliği olan (nesne)

İLETİCİLİK : Turkish Turkish

ıletici olanın niteliği

İLETİLİŞ : Turkish Turkish

ıletilmek eylemi ya da biçimi

İLETİLMEK : Turkish Turkish

ıletmek eylemi yapılmak

İLETİM : Turkish Turkish

ıletmek eylemi

İLETİM : Turkish Turkish

ıletken nesnelerden ısı ya da elektriğin geçmesi

İLETİM : Turkish Turkish

isıyayım, °konveksiyon

İLETİŞ : Turkish Turkish

ıletmek eylemi ya da biçimi

İLETİŞİM : Turkish Turkish

duygu, düşünce ya da bilgilerin usa gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması, bildirişim, haberleşme, °komünikasyon

İLETİŞİM : Turkish Turkish

telefon, telgraf, televizyon, radyo gibi aygıtlarla yürütülen bilgi alışverişi, bildirişim, haberleşme, °komünikasyon

İLETİŞİM : Turkish Turkish

ıki ya da daha çok kişi arasında bir anlaşma, uzlaşma doğmasını sağlayan karşılıklı konuşma, °diyalog