Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İLERİ : Turkish Turkish

"amaca doğru durmadan yürü" anlamına

İLERİ : Turkish Turkish

öne doğru, ileri doğru

İLERİ : Turkish Turkish

temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön

İLERİ ALMAK : Turkish Turkish

öne almak

İLERİ ALMAK : Turkish Turkish

(saat için) öne almak, öne ayarlamak

İLERİ ATILMAK : Turkish Turkish

kendini öne atmak

İLERİ ÇIKMAK : Turkish Turkish

öne doğru gelmek, öne çıkmak

İLERİ GEÇMEK : Turkish Turkish

öne geçmek

İLERİ GEÇMEK : Turkish Turkish

üstün bir oruna geçmek

İLERİ GELENLER : Turkish Turkish

ir topluluğun önemli, sözü dinlenir, saygın kişileri, °eşraf

İLERİ GELMEK : Turkish Turkish

neden olmak, oluşmak, bağlı bulunmak, doğmak, meydana gelmek

İLERİ GERİ KONUŞMAK (LAFLAR ETMEK YA DA SÖYLEMEK) : Turkish Turkish

yersiz ve gönül kıracak biçimde konuşmak

İLERİ GERİ SÖZ : Turkish Turkish

yersiz, yakışıksız söz

İLERİ GİTMEK ( YA DA VARMAK) : Turkish Turkish

söz ve davranışta ölçüyü aşmak, gereksiz, aşırı davranışta bulunmak

İLERİ GÖTÜRMEK : Turkish Turkish

(bir durum ya da davranış için) ölçüyü aşmak

İLERİ SÜRMEK : Turkish Turkish

öne doğru yürütmek

İLERİ SÜRMEK : Turkish Turkish

ir düşünceyi ya da tasarıyı önermek, serdetmek

İLERİCİ : Turkish Turkish

ılerlemeden yana olan; ileri toplumsal ve siyasal gelişmeleri benimsemiş olan (düşünce, kimse vb.), °terakkiperver

İLERİCİLİK : Turkish Turkish

ılerici olma durumu, ilerici davranış

İLERİDE, İLERDE : Turkish Turkish

gelecekte, gelecek zamanda

İLERİDE, İLERDE : Turkish Turkish

ötede

İLERİSİNİ GERİSİNİ HESAPLAMAMAK ( YA DA DÜŞÜNMEMEK) : Turkish Turkish

herhangi bir konuda iyice ve ayrıntılı düşünmeden hareket etmek; tedbirsizce, ihtiyatsızca davranmak

İLERLEK : Turkish Turkish

ılerlemiş, ileri çıkmış

İLERLEME : Turkish Turkish

ılerlemek eylemi

İLERLEME : Turkish Turkish

daha iyi, daha yetkin, daha değerli, daha yüksek bir duruma doğru basamak basamak oluşan gelişme, °terakki