Turkish Turkish
ILIM : Turkish Turkish
ıstek ve tutkularda ölçülü davranma erdemi, ölçülülük, °itidal
İLİM, -LMİ : Turkish Turkish
ilim: "ılim ilim bilmektir / ılim kendini bilmektir."
y. emre
ILIMAK : Turkish Turkish
ilınmak
ILIMAN : Turkish Turkish
sıcaklığı çok yüksek ya da çok düşük olmayan (yer), °mutedil, °mülayim
İLİMCİLİK : Turkish Turkish
ilimcilik
ILIMLI : Turkish Turkish
aşırılığa kaçmayan, ölçülü, °mutedil
ILIMLI : Turkish Turkish
siyasette aşırı görüşler arasında ortalama bir görüşü savunan
ILIMLILIK : Turkish Turkish
ilımlı olma durumu, mutedillik
ILINDIRMAK : Turkish Turkish
ilık duruma getirmek, ılıtmak
İLİNEK : Turkish Turkish
ir nesneye zorunlu olarak bağlı olmayan, onun özünde bulunmayan, rastlantıyla olan nitelik, °araz
İLİNEKSEL : Turkish Turkish
ılinekle ilgili olan, özle ilgili olmayan
ILINMAK : Turkish Turkish
ilık duruma gelmek, ılımak
İLİNTİ : Turkish Turkish
ıki şey arasında ilgi, ilişki
İLİNTİ : Turkish Turkish
üzüntü, işkil, kuruntu, dert
İLİNTİ : Turkish Turkish
iç sıkıntısı
İLİNTİ : Turkish Turkish
seyrek dikiş, teyel
İLİNTİLEMEK : Turkish Turkish
- ilgilemek
İLİNTİLİ : Turkish Turkish
ılgisi, ilişkisi, bağı, ilintisi olan
İLİŞİK : Turkish Turkish
ıliştirilmiş, eklenmiş, bağlanmış, °merbut
İLİŞİK : Turkish Turkish
ir şeyle ilgili, ilişkin, °ait
İLİŞİK : Turkish Turkish
ılgi, bağlılık, ilişki, °münasebet
İLİŞİK : Turkish Turkish
eklenmiş olan bölüm
İLİŞİKİ KALMAMAK : Turkish Turkish
ilgisi, bağlılığı olmamak
İLİŞİKİ KESİLMEK : Turkish Turkish
ilişkisi kesilmek, işine son verilmek
İLİŞİKİ KESİLMEK : Turkish Turkish
ağlantısı kesilmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani