Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İLK AĞIZDA : Turkish Turkish

önce, öncelikle, her şeyden önce

İLK BAKIŞTA : Turkish Turkish

ilk görüldüğünde, ilk görüldüğü anda

İLK ÇAĞ : Turkish Turkish

- ilkçağ

İLK ELDEN : Turkish Turkish

aştan başlayarak; dolaysız, aracısız

İLK GÖZ AĞRISI : Turkish Turkish

ilk doğan evlat

İLK GÖZ AĞRISI : Turkish Turkish

ilk sevilen, aşık olunan kimse

İLK KEZ MİLLİ OLMAK : Turkish Turkish

ir işi, bir eylemi ilk kez yapmak

İLK ÖĞRETİM : Turkish Turkish

- ilköğretim

İLK SIRAYI TUTMAK : Turkish Turkish

en önde gelmek, en önemli durumda olmak

İLK YARDIM : Turkish Turkish

- ilkyardım

İLK YARI : Turkish Turkish

ayaktopunda iki devreden ilki

İLK, -Kİ : Turkish Turkish

zaman, sıra, yer ve önem bakımından ötekilerden önce gelen, "son" karşıtı

İLK, -Kİ : Turkish Turkish

her hangi bir şeyin en önde olanı, önce geleni

İLK, -Kİ : Turkish Turkish

irinci olarak, en başta

İLKAH : Turkish Turkish

dölleme, döllenme

İLKAH : Turkish Turkish

aşılama

İLKAH ETMEK : Turkish Turkish

döllenmek

İLKAH ETMEK : Turkish Turkish

aşılamak

İLKAY : Turkish Turkish

ay'ın evrelerinin ilk günkü durumu

İLKBAHAR : Turkish Turkish

(kuzey yarımküre için) mart, nisan ve mayıs aylarını içine alan mevsim. gökbilimde 21 mart ile 22 haziran arası, ilkyaz, bahar

İLKBAHAR : Turkish Turkish

gençlik çağı

İLKÇAĞ : Turkish Turkish

en eski zamanlardan başlayarak miladi 476 batı roma ımpantorluğu'nun çöküş yılına dek süren çağ

İLKDÖRDÜN : Turkish Turkish

ay'ın yeniay evresinden bir hafta sonra yarım daire biçiminde göründüğü evre

İLKE : Turkish Turkish

aşka şeylerin kendisinden türediği ilk madde, öğe, °unsur

İLKE : Turkish Turkish

ir kimsenin, grubun davranma biçimini belirleyen, titizlikle uyulanması gereken kurallar bütünü, °prensip