Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İLİŞİKLİ : Turkish Turkish

ılişiği olan, ilişkin

İLİŞİKSİZ : Turkish Turkish

ılişiği olmayan

İLİŞİLMEK : Turkish Turkish

ilişmek eylemi yapılmak

İLİŞKİ : Turkish Turkish

ıki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, °alaka, °münasebet, °temas

İLİŞKİ : Turkish Turkish

ağlantı, ilgi, °temas

İLİŞKİ : Turkish Turkish

karşı cinsler arasındaki duygusal, cinsel bağ, °alaka, °münasebet

İLİŞKİ KURMAK : Turkish Turkish

ağlantı sağlamak, ilgi sağlamak

İLİŞKİLENDİRİLMEK : Turkish Turkish

irbiriyle ilişkisi bulunduğu ileri sürülmek

İLİŞKİLENDİRMEK : Turkish Turkish

ıki ya da daha çok şeyin birbiriyle bağlantısını kurmak

İLİŞKİLİ : Turkish Turkish

ılişkisi olan

İLİŞKİLİ : Turkish Turkish

ılgili olarak

İLİŞKİN : Turkish Turkish

ılgisi, ilişiği olan, bağlı, ilgili, değgin, °ait, °merbut, °müteallik

İLİŞKİSİZ : Turkish Turkish

ılişkili olmayan

İLİŞKİSİZLİK : Turkish Turkish

ılişkisiz olma durumu

İLİŞMEK : Turkish Turkish

hafifçe dokunmak, takılmak

İLİŞMEK : Turkish Turkish

elini sürmek, dokunmak

İLİŞMEK : Turkish Turkish

ir şeyin kenarına kısa bir süre için oturmak

İLİŞMEK : Turkish Turkish

karışmak, rahat vermemek, müdahale etmek

İLİŞMEK : Turkish Turkish

değinmek, sözünü etmek

İLİSTİR : Turkish Turkish

süzgeç, delikli kepçe, kevgir

İLİŞTİRİLMEK : Turkish Turkish

ıliştirmek eylemi yapılmak; eğreti takılmak, hafifçe tutturulmak

ILIŞTIRMAK : Turkish Turkish

sıcak suya soğuk ya da soğuğa sıcak su katarak ılık duruma getirmek

İLİŞTİRMEK : Turkish Turkish

ılişmesini sağlamak; bağlamak, tutturmak; eğreti takmak, hafifçe tutturmak

ILITMAK : Turkish Turkish

ilık duruma getirmek, ılındırmak

İLK ADIM : Turkish Turkish

aşlangıç