Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İŞKİL : Turkish Turkish

kötü bir durumla karşılaşma sanısı, kuşku, kuruntu, °vesvese

İŞKİLLENDİRME : Turkish Turkish

ışkillendirmek eylemi

İŞKİLLENDİRMEK : Turkish Turkish

ışkillenmesine yol açmak

İŞKİLLENME : Turkish Turkish

ışkilli duruma gelme, pirelenme

İŞKİLLENMEK : Turkish Turkish

ışkilli duruma gelmek, pirelenmek

İŞKİLLİ : Turkish Turkish

çabuk işkillenen, kuşkulu, kuruntucu, °vesveseli

İŞKİLLİ BÜZÜK DİNGİLDER : Turkish Turkish

(kaba) gizli bir ayıbı olanların herhangi bir sözden alınarak kendilerini ele verdiklerini anlatır

İŞKİLLİ OLMAK : Turkish Turkish

işkil duymak, tedirgin durumda olmak

İŞKİLLİLİK : Turkish Turkish

ışkilli olma durumu

İŞKİLSİZ : Turkish Turkish

kuşkulu olmayan, kuruntusuz, vesvesesiz

İŞKİLSİZLİK : Turkish Turkish

ışkilsiz olma durumu

IŞKIN : Turkish Turkish

kayalık yerlerde, dağlarda yetişen; yeşil, mayhoş yenebilen bir bitki

IŞKIN : Turkish Turkish

ağaç sürgünü, sürgün

İŞKİNE : Turkish Turkish

gölgebalığıgillerden akdeniz'de yaşayan, vücudu yassı, pullu, eti lezzetli bir balık (sciaena umbra)

IŞKIRLAK : Turkish Turkish

karagöz'ün başlığı

ISKİTÇE : Turkish Turkish

ıskitlerin dili

ISKİTLER : Turkish Turkish

m.ö. viii.
vii. yüzyıllarda orta asya'dan güney rusya'ya göç eden bir kavim

ISKOÇ : Turkish Turkish

ıskoçya halkından olan kimse

ISKOÇ : Turkish Turkish

ıskoçya yapısı, ıskoçlara özgü olan

ISKOÇÇA : Turkish Turkish

ıskoç dili

İSKOLASTİK : Turkish Turkish

- skolastik

İŞKOLİK : Turkish Turkish

sürekli çalışan, işine çok bağlı kişilere şaka yollu kullanılır

İŞKOLU, -NU : Turkish Turkish

ekonomik etkinliklerin sınıflandırılması sonucu birbirine benzeyen ya da ayrı nitelikte olan çalışma dallarından her biri

İŞKOLU, -NU : Turkish Turkish

u dalların herhangi birinde çalışanların tümü

İSKONTO : Turkish Turkish

- ıskonto