Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İŞKEMBELİ : Turkish Turkish

ışkembesi olan

İŞKEMBELİ : Turkish Turkish

(çorba, yemek için) ıçinde işkembe bulanan

İŞKEMBESİ GENİŞ : Turkish Turkish

hoş görülmeyecek şeyi de hoş gören, hazımlı

İŞKEMBESİNİ DÜŞÜNMEK : Turkish Turkish

öncelikle karın doyurmayı düşünmek

İŞKEMBESİNİ ŞİŞİRMEK : Turkish Turkish

oburca yemek yemek

İŞKEMBESİZ : Turkish Turkish

ışkembesi olmayan

İŞKEMBESİZ : Turkish Turkish

eğenilmeyecek, iğrenç nitelikteki şeyleri de beğenen (kimse), midesiz

İSKEMLE : Turkish Turkish

arkalıksız sandalye

İSKEMLE : Turkish Turkish

sandalye

İSKEMLE : Turkish Turkish

sehpa

İSKEMLE (SANDALYE YA DA KOLTUK) KAVGASI : Turkish Turkish

ir oruna göz dikmiş olanların arasındaki çekişme, post kavgası

İŞKENCE : Turkish Turkish

ir canlıya maddi ya da manevi olarak yapılan aşırı eziyet

İŞKENCE : Turkish Turkish

düşüncelerini öğrenmek amacıyla bilinçli olarak yapılan acı verici, onur kırıcı uygulama

İŞKENCE : Turkish Turkish

aşırı gerginlik sıkıntılı durum, azap

İŞKENCE : Turkish Turkish

vidalı bir tür sıkıştırma aracı

İŞKENCE ALETİ : Turkish Turkish

işkence sırasında kullanılan araç ya da aygıt

İŞKENCE ETMEK ( YA DA YAPMAK) : Turkish Turkish

maddi ya da manevi eziyet çektirmek

İŞKENCE ODASI : Turkish Turkish

işkence yapılan yer

İŞKENCE ODASI : Turkish Turkish

sıkıntılı yer

İŞKENCECİ : Turkish Turkish

ışkence yapan

İŞKENCECİ : Turkish Turkish

işkenceyi emreden ya da bunu uygulatan kimse

İŞKENCEYE SOKMAK : Turkish Turkish

maddi ya da manevi sıkıntı vermek, zora sokmak

İSKERLET : Turkish Turkish

dikenlisalyangoz

İSKETE : Turkish Turkish

serçegillerden, gagaları dişli, zararlı böcek ve kurtlarla beslenen, güzel sesli bir kuş (parus ater)

IŞKI : Turkish Turkish

deri, tahta kazımakta kullanılan, iki ucunda da sapı olan eğri bıçak