Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İSKELE : Turkish Turkish

yapıların dışında keresteden kat kat kurulan, çalışmak için üstüne çıkılan çatı

İSKELE : Turkish Turkish

geminin sol yanı

İSKELE : Turkish Turkish

işıkların yerleştirilmesi, ışıkçıların dolaşabilmesi için stüdyolarda tavana yakın yerde duvarı çepeçevre saran çıkıntı

İSKELE ALMAK : Turkish Turkish

(gemi) merdivenleri kaldırılıp harekete hazırlanmak

İSKELE ALMAK : Turkish Turkish

ir erkek, bir kadına sarkıntılık etmek

İSKELE BABASI : Turkish Turkish

yanaşan gemileri başlamak için rşhtıma konmuş dökme demir ya da betondan silindir

İSKELEKUŞU, -NU : Turkish Turkish

yalıçapkını, emircik

İSKELET GİBİ : Turkish Turkish

çok zayıf

İSKELET, -Tİ : Turkish Turkish

ınsan ve hayvan bedeninin kemik çatısı, °teşrih

İSKELET, -Tİ : Turkish Turkish

yumuşak bölümleri dökülmüş, ölü bir vücudun kemiklerinin tümü

İSKELET, -Tİ : Turkish Turkish

ir şeyi oluşturan temel çatı

İSKELET, -Tİ : Turkish Turkish

çok zayıf

İSKELET, -Tİ : Turkish Turkish

ir yapıtın genel planı

İSKELETÇİ : Turkish Turkish

sandalye, koltuk vb. iskeleti yapan usta

İSKELETİ ÇIKMAK : Turkish Turkish

çok zayıflamak

İŞKEMBE : Turkish Turkish

gevişgetirengillerin ilk ve en büyük mide bölümü

İŞKEMBE : Turkish Turkish

kasaplık hayvanlarda mideyi oluşturan bölümlerin tümü

İŞKEMBE : Turkish Turkish

ışkembeden yapılan

İŞKEMBE : Turkish Turkish

mide

İŞKEMBE SURATLI (KABA) : Turkish Turkish

çopur

İŞKEMBECİ : Turkish Turkish

sakatatlarla ilgili işkembe, paça sunulan lokanta

İŞKEMBECİ : Turkish Turkish

u lokantanın sahibi

İŞKEMBECİ : Turkish Turkish

yalnızca kendi çıkarlarını düşünen kimse

İŞKEMBECİLİK : Turkish Turkish

ışkembeci olma durumu ya da işkembecinin işi

İŞKEMBEDEN ATMAK ( YA DA SÖYLEMEK) : Turkish Turkish

uydurarak söylemek