Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ISKANDİNAV : Turkish Turkish

iskandinavyalı

ISKANDİNAV DİLLERİ : Turkish Turkish

germen dillerinin kuzey kolundaki dillere günümüzde verilen ad

ISKANDİNAVYALI : Turkish Turkish

ısveç, norveç, danimarka ve finlandiya' da oturan halk ve bu halkın soyundan olan (kimse)

ISKARÇA : Turkish Turkish

ir limanın gemi kalabalığı içindeki durumu

ISKARÇA : Turkish Turkish

ir şeyi tıka basa doldurma

ISKARMOZ : Turkish Turkish

gemilerin kaburgalarını oluşturan eğri ağaçların adı

ISKARMOZ : Turkish Turkish

kürek takmak için kayık ve sandalın yan kenarına dikine yerleştirilmiş ağaç çubuk

ISKARMOZ : Turkish Turkish

vücudu yuvarlak, uzunca, pullu, burnu sivri, küçük palamut boyunda bir balık (sphyraena sphyraena)

İSKARPELA : Turkish Turkish

tahta, metal ya da taşı işlemeye yarayan çelik araç

ISKARPELA : Turkish Turkish

- iskarpela

İSKARPİN : Turkish Turkish

ökçeli, konçsuz ayakkabı

ISKARTA : Turkish Turkish

kimi iskambil oyunlarında kullanılması gerekmediğinden bir tarafa bırakılan kâğıtlar

ISKARTA : Turkish Turkish

çeşitli nedenlerle değerini yitirmiş (mal)

ISKARTAYA ÇIKARMAK : Turkish Turkish

değersiz bularak bir yana atmak

ISKARTAYA ÇIKMAK : Turkish Turkish

değersiz sayılarak bir yana atılmak

İSKARTO : Turkish Turkish

yapağı kırıntısı

ISKAT, -TI : Turkish Turkish

düşürme, aşağı atma

ISKAT, -TI : Turkish Turkish

düşürülme

ISKAT, -TI : Turkish Turkish

ölenlerin kılınmamış namazları ve tutulmamış oruçları için verilen sadaka

ISKATÇI : Turkish Turkish

iskat verilen kimse

ISKATÇI : Turkish Turkish

mezarlık dilencisi

İSKELE : Turkish Turkish

deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ya da betondan yapılmış denize doğru uzanan yer

İSKELE : Turkish Turkish

kıyıya yanaşan deniz aracına doğru uzatılan eğreti küçük köprü

İSKELE : Turkish Turkish

vapur uğrağı olan kent ya da kasaba

İSKELE : Turkish Turkish

ıçerlerde bulunan bir yerin kendine en yakın olan deniz taşıtı uğrağı ya da demiryolu durağı