Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İSTİHKÂM : Turkish Turkish

düşman saldırısını durdurmak, düşmana karşı savunma yapmak amacıyla düzenlenmiş yer

İSTİHKÂM : Turkish Turkish

ıstihkâm işleriyle uğraşma, istihkâmcılık

İSTİHKÂM SINIFI : Turkish Turkish

savaşan birliklerin saldırısını kolaylaştıran, savunma gücünü artıran, yapı işleriyle uğraşan teknik askeri sınıf

İSTİHKÂMCILIK : Turkish Turkish

ıstihkâm sınıfının yaptığı iş

İSTİHKAR : Turkish Turkish

hor görme, aşağılama

İSTİHKAR ETMEK : Turkish Turkish

hor görmek, aşağılamak

İSTİHLAK ETMEK : Turkish Turkish

tüketmek, yoğaltmak

İSTİHLAK, -Kİ : Turkish Turkish

tüketim, yoğaltım

İSTİHRAÇ : Turkish Turkish

(anlam, sonuç) çıkarma, çıkarsama

İSTİHRAÇ ETMEK : Turkish Turkish

sonuç çıkarmak

İSTİHSAL ETMEK : Turkish Turkish

elde etmek

İSTİHSAL, -Lİ : Turkish Turkish

çıkarma, elde etme

İSTİHSAL, -Lİ : Turkish Turkish

üretim, üretme

İSTİHZA : Turkish Turkish

gizli ya da ince alay; alay etme, alaycılık

İSTİHZA ETMEK : Turkish Turkish

etmek, alaya almak

İSTİKA : Turkish Turkish

ayakkabıların altını parlatmak için kunduracıların kullandığı kemik, °isteka

İŞTİKAK, -KI : Turkish Turkish

yarılmış bir şeyin bir bölümünü alma

İŞTİKAK, -KI : Turkish Turkish

aynı kökten çıkma, türeme

İŞTİKAK, -KI : Turkish Turkish

aynı kökten gelen sözcükleri bir arada kullanma sanatı

İSTİKAMET VERMEK : Turkish Turkish

yön vermek, yöneltmek

İSTİKAMET, -Tİ : Turkish Turkish

doğrultu, yön

İSTİKBAL ETMEK : Turkish Turkish

karşılamak

İSTİKBAL, -Lİ : Turkish Turkish

gelecek (zaman), °ati

İSTİKBAL, -Lİ : Turkish Turkish

karşı çıkma, karşılama

İSTİKBALİYLE OYNAMAK : Turkish Turkish

irinin geleceğiyle, mesleğiyle ilgili olumsuz etkide bulunmak