Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İSTİM ÜSTÜNDE OLMAK : Turkish Turkish

(buharla işleyen araçlar için) kalkmaya hazır duruma gelmek

İSTİMAL ETMEK : Turkish Turkish

kullanmak

İSTİMAL, -Lİ : Turkish Turkish

kullanma

İSTİMARA : Turkish Turkish

ölçme, değerlendirme

İSTİMARA : Turkish Turkish

ir kabın oylumunu ya da alabileceği miktarı hesaplama

İSTİMATOR : Turkish Turkish

gümrüklerde mallara değer biçen görevli

İSTİMBOT, -TU : Turkish Turkish

filika büyüklüğünde, islimle işleyen deniz teknesi, çatana

İSTİMDAT : Turkish Turkish

ımdat isteme, yardıma çağırma

İSTİMDAT ETMEK : Turkish Turkish

yardıma çağırmak, yardım istemek

İSTİMİ (İSLİMİ) ARKADAN GELSİN : Turkish Turkish

ilkeleri, dayanakları, gerekçeleri belirlemeden, olupbittiye getirilerek yapılan işler için kullanılır

İSTİMLAK ETMEK : Turkish Turkish

kamulaştırmak

İSTİMLAK, -Kİ : Turkish Turkish

kamulaştırma

İSTİMNA : Turkish Turkish

kendi kendine cinsel doyuma ulaşma, °mastürbasyon, °onanizm

İSTİMRAR : Turkish Turkish

sürüp gitme, süreklilik

İSTİMZAÇ : Turkish Turkish

ir kimsenin huyunu, kişiliğini tanımak için araştırma

İSTİMZAÇ : Turkish Turkish

(bir kimsenin düşüncesini, oyunu, hatırını) sorma, yoklama

İSTİMZAÇ ETMEK : Turkish Turkish

sormak, yoklamak

IŞTIN : Turkish Turkish

aydınlık

İSTİNABE : Turkish Turkish

davanın görülmekte olduğu mahkemeye gönderilmek için başka bir yerde bulunan bir tanığın oradaki mahkemece ifadesinin alınması

İSTİNADEN : Turkish Turkish

ir görüşe, bir düşünceye dayanarak, dayanılarak, güvenerek

İSTİNAF : Turkish Turkish

mahkemenin verdiği kararı kabul etmeyerek, bir kararı istinaf mahkemesine götürme

İSTİNAF MAHKEMESİ : Turkish Turkish

ilk derecedeki mahkemelerle yargıtay arasında yer alan mahkeme

İSTİNAS : Turkish Turkish

yadırgamaz olma, alışma, ısınma

İSTİNASIZ : Turkish Turkish

ıstisnası olmadan, ayrıksız, ayrıcasız, °bilaistisna

İSTİNAT : Turkish Turkish

dayanma, yaslanma