Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İŞTİRAK ETMEK : Turkish Turkish

ortak olmak

İŞTİRAK, -Kİ : Turkish Turkish

ortaklık, ortak olma, ortaklaşma, paydaşlık

İŞTİRAK, -Kİ : Turkish Turkish

(bir işte) yer alma, paydaşlık etme

İŞTİRAK, -Kİ : Turkish Turkish

(bir işe, bir düşünceye) katılma

İŞTİRAKÇİ : Turkish Turkish

ortaklık eden, ortak olan, katılan kimse

ISTIRAP : Turkish Turkish

acı, sızı

ISTIRAP : Turkish Turkish

üzüntü sıkıntı, keder, °elem

ISTIRAPLI : Turkish Turkish

istırap veren, acılı, sıkıntılı

ISTIRAR : Turkish Turkish

çaresizlik, zorunluk

ISTIRARİ : Turkish Turkish

zorunlu

İSTİRDAT : Turkish Turkish

geri alma

İSTİRDAT : Turkish Turkish

(bir yeri) yeniden ele geçirme, geri alma, kurtarma

İSTİRHAM : Turkish Turkish

yalvarma, merhamet dileme

İSTİRHAM ETMEK ( YA DA İSTİRHAMDA BULUNMAK) : Turkish Turkish

yalvarmak, dilemek, rica etmek

İSTİRİDYE : Turkish Turkish

yassısolungaçlılar sınıfından, güçlü kaslarla birbiri üzerine kapanan iki çenedi olan, eti beğenilen bir deniz yumuşakçası (ostrea edulis)

İSTİRİDYECİLİK : Turkish Turkish

ıstiridye üretmek ve türünü iyileştirmek amacıyla yapılan işletmecilik

İSTİŞARE : Turkish Turkish

ir konuda bir kimseden düşüncesini sorma, danışma

İSTİŞARE ETMEK : Turkish Turkish

danışmak

İSTİŞARE HEYETİ : Turkish Turkish

danışma kurulu

İSTİSKAL ETMEK : Turkish Turkish

hoşnutsuzluğunu belli ederek soğuk davranmak, yüz vermemek

İSTİSKAL, -Lİ : Turkish Turkish

soğuk davranışlarla hoşlanmadığını belli etme, yüz vermeme

İSTİSMAR : Turkish Turkish

irinin iyi niyetini kötüye kullanma

İSTİSMAR : Turkish Turkish

sömürme

İSTİSMAR : Turkish Turkish

ıtletme, yararlanma

İSTİSMAR ETMEK : Turkish Turkish

irinin iyi niyetini kötüye kullanmak