Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İSTİSMAR ETMEK : Turkish Turkish

sömürmek

İSTİSMAR ETMEK : Turkish Turkish

işletmek, yararlanmak

İSTİSMARCI : Turkish Turkish

irinin iyi niyetini kötüye kullanan (kimse)

İSTİSMARCI : Turkish Turkish

sömürücü

İSTİSNA : Turkish Turkish

ir kimse ya da bir şeyi benzerlerinden ayrı tutma

İSTİSNA : Turkish Turkish

genelden ayrı, kuraldışı olma, ayrıklık

İSTİSNA : Turkish Turkish

ayrı tutulan kimse ya da şey

İSTİSNAİ : Turkish Turkish

enzerlerine uymayan, kuraldışı olan, ayrıklı

İSTİSNALAR KAİDEYİ BOZMAZ : Turkish Turkish

kural dışı olan, az rastlanan genel kuralı yıkamaz

İSTİTRAT : Turkish Turkish

söz arasında, sırası gelmişken, °antrparantez

İSTİVA : Turkish Turkish

irden çok şeyin birbirine eşit ve denk olması

İSTİVA HATTI : Turkish Turkish

ekvator

İŞTİYAK DUYMAK : Turkish Turkish

göreceği gelmek, özlemek

İŞTİYAK, -KI : Turkish Turkish

göreceği gelme, özleme

İŞTİYAK, -KI : Turkish Turkish

güçlü istek, °arzu

İSTİZAH : Turkish Turkish

herhangi bir konuda açıklayıcı bilgi isteme, bir sorunun açıklanmasını isteme

İSTİZAH : Turkish Turkish

gensoru

İSTİZAH ETMEK : Turkish Turkish

sorulan soruya açıklayıcı bilgi isteme, bir sorunun açıklanmasını istemek

İSTİZAN : Turkish Turkish

yetki isteme, izin isteme

İSTİZAN ETMEK ( YA DA EYLEMEK) : Turkish Turkish

yetki istemek, izin istemek

İSTOP : Turkish Turkish

stop

İSTOP : Turkish Turkish

topu havaya atarak oynanan bir oyun

İSTOP ETMEK : Turkish Turkish

hlk. durmak, çalışmamak

İSTOR : Turkish Turkish

- stor

İSTRALYA : Turkish Turkish

gemide direk ve çubukları baş tarafından, yani burundan tutan halat