Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KAPÇAK : Turkish Turkish

uzun saplı büyük kanca

KAPÇIK : Turkish Turkish

küçük kap

KAPÇIK : Turkish Turkish

kovan

KAPÇIK : Turkish Turkish

tahıl tanelerinde çanak

KAPÇIK MEYVE : Turkish Turkish

meşe palamudu, ceviz gibi açılmayan, tek taneli kuru meyve

KAPÇIKLI : Turkish Turkish

kapçığı olan

KAPÇIKSIZ : Turkish Turkish

kapçığı olmayan (tohum)

KAPELA : Turkish Turkish

şapka

KAPI : Turkish Turkish

ir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar ya da bölme açıklığı

KAPI : Turkish Turkish

u açıklıktaki açılıp kapanan kanat

KAPI : Turkish Turkish

ir kentin sur duvarlarında ya da girişlerinde geçişi sağlayan açıklık

KAPI : Turkish Turkish

gelir, geçim, kısmet sağlayan yer, kaynak ya da olanak

KAPI : Turkish Turkish

gidere yol açan gereksinme

KAPI : Turkish Turkish

(tavla oyununda) pul dizilen yer

KAPI : Turkish Turkish

ev gezmesi için gidilen yer

KAPI : Turkish Turkish

devlet dairesi

KAPI : Turkish Turkish

sıkıntılı bir durumda başvurulan yer

KAPI : Turkish Turkish

çok yakın zaman

KAPI : Turkish Turkish

esmi daire

KAPI (BİR) KOMŞU : Turkish Turkish

itişikte oturan komşu

KAPI AĞASI : Turkish Turkish

av dışında padişahın yanında bulunan içağaların en büyüğü olan görevli

KAPI AĞASI : Turkish Turkish

sadrazam kapısının içdüzenini sağlamakla yükümlü görevli

KAPI AĞZI : Turkish Turkish

kapının hemen yanı

KAPI ALMAK ( YA DA YAPMAK) : Turkish Turkish

tavla oyununda bir hanede en az iki pul toplamak

KAPI ARAMAK : Turkish Turkish

ev ziyareti yapmak istemek