Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DOLUP TAŞMAK : Turkish Turkish

gereğinden çok olmak, gereğinden çok bulunmak

DOLUŞMAK : Turkish Turkish

ir yerde toplanmak, bir araya gelmek

DOLUSU : Turkish Turkish

doldurulacak miktar

DÖLÜT : Turkish Turkish

embriyonun, bütün organları belirdikten sonra aldığı ad, °cenin

DOLUYA KOYDUM ALMADI, BOŞA KOYDUM DOLMADI : Turkish Turkish

içinden çıkılamayan güç bir durum karşısında söylenir

DOLYAT : Turkish Turkish

açıldığında yatak, kapatıldığında dolap olan mobilya, dolap yatak

DÖLYATAĞI, -NI : Turkish Turkish

memelilerde, dölütün ana karnındayken içinde bulunduğu organ, °rahim

DÖLYOLU, -NU : Turkish Turkish

dölyatağının ağzından dışarıya doğru uzanan yol, °vagina

DOMALAN : Turkish Turkish

asklı mantarlardan, toprak içinde yumru biçiminde yetişen, yenebilen bir bitki, yermantarı, keme (tuber melanosporum)

DOMALIÇ : Turkish Turkish

tümsekli, fırlak

DOMALMAK : Turkish Turkish

dizler bükük, baş ileride, çömelmiş bir durum almak

DOMALTMAK : Turkish Turkish

domalmasını sağlamak

DOMATES : Turkish Turkish

patlıcangillerden, yaprakları tüylü, çiçekleri salkım durumunda, vitamince zengin, kırmızı ürünü için yetiştirilen bir bitki (lycopersicom esculentum)

DOMATES : Turkish Turkish

u bitkinin yenilen ürünü

DOMATESLİ : Turkish Turkish

domatesle yapılan (yiyecek)

DOMBAY : Turkish Turkish

manda, susığırı

DOMDOM : Turkish Turkish

dumdum

DÖMİFİNAL : Turkish Turkish

yarıson, yarıfinal

DOMİNANT : Turkish Turkish

aşat

DOMİNANT : Turkish Turkish

askın

DOMİNO : Turkish Turkish

üzerleri noktalarla işaretli dikdörtgen biçiminde yirmi sekiz taşla masa üzerinde oynanan bir oyun

DOMİNO : Turkish Turkish

maskeli balolarda giyilen kukuletalı uzun giysi

DOMİNYON : Turkish Turkish

ıngiliz uluslar topluluğuna üye olan bağımsız ülkelere verilen ad

DOMUR : Turkish Turkish

kabarcık

DOMUR : Turkish Turkish

tomurcuk