Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DÖVME : Turkish Turkish

dövmek eylemi

DÖVME : Turkish Turkish

cilt üzerine iğne gibi sivri bir araçla çizilmek ve içine renk veren maddeler konulmak yoluyla yapılan çıkmaz yazı ya da resim

DÖVME : Turkish Turkish

dövülerek kabuğu çıkarılmış buğday ve bundan yapılan yemek

DÖVME : Turkish Turkish

kızgın durumdayken dövülerek biçim verilmiş (metal eşya)

DÖVME : Turkish Turkish

dövülerek yapılan

DÖVME YAPMAK : Turkish Turkish

vücuda dövme işlemek

DÖVMECİ : Turkish Turkish

kullanılmadan önce dövülmesi gereken maden filizlerini ya da diğer maddeleri döven işçi

DÖVMECİ : Turkish Turkish

vücuda dövme yapan kimse

DÖVMEK, -ER : Turkish Turkish

vurarak canını acıtmak

DÖVMEK, -ER : Turkish Turkish

çamaşır, halı gibi şeyleri tokaç, sopa gibi şeylerle vurarak temizlemek

DÖVMEK, -ER : Turkish Turkish

ir şeyi toz durumuna getirmek için ezmek

DÖVMEK, -ER : Turkish Turkish

ezmek ya da çırpmak

DÖVMEK, -ER : Turkish Turkish

ateşte kızdırılarak yumuşatılmış bir madeni, vurarak istenilen biçime getirmek

DÖVMEK, -ER : Turkish Turkish

topa tutmak

DÖVMEK, -ER : Turkish Turkish

çarpmak, vurmak

DÖVMELİ : Turkish Turkish

vücudunda dövmesi ya da dövmeleri olan

DÖVÜCÜ : Turkish Turkish

metal kalıpta dövme işlemi yapan işçi

DÖVÜLGEN : Turkish Turkish

dövülerek levha durumuna geçebilen (maden)

DÖVÜLGENLİK : Turkish Turkish

madenin dövülgen olma niteliği

DÖVÜLMEK : Turkish Turkish

dövmek eylemine konu olmak

DÖVÜLÜŞ : Turkish Turkish

dövülmek eylemi ya da biçimi

DÖVÜNMEK : Turkish Turkish

aşırı üzüntü, çaresizlik, pişmanlık duyarak çırpınmak, kendi kendini dövmek

DÖVÜNMEK : Turkish Turkish

çok üzülmek

DÖVÜŞ : Turkish Turkish

dövmek eylemi ya da biçimi

DÖVÜŞ : Turkish Turkish

tokat, yumruk, tekme gibi saldırışlarla yapılan kavga