Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DÖVÜŞÇÜ : Turkish Turkish

dövüşen kimse

DÖVÜŞÇÜLÜK : Turkish Turkish

dövüşçü olma huyu

DÖVÜŞKEN : Turkish Turkish

ıyi dövüşen ya da dövüşmeyi seven

DÖVÜŞKENLİK : Turkish Turkish

dövüşken olma durumu

DÖVÜŞMEK : Turkish Turkish

karşılıklı birbirini dövmek

DÖVÜŞMEK : Turkish Turkish

(ıki silahlı kuvvet) çatışmak

DÖVÜŞMEK : Turkish Turkish

yumrukoyunu oynamak

DÖVÜŞTÜRMEK : Turkish Turkish

dövüşmelerini sağlamak

DOYASIYA : Turkish Turkish

doyuncaya kadar, bol bol

DOYGU : Turkish Turkish

yaşamayı sağlayacak besin, °rızk

DOYGUN : Turkish Turkish

her türlü gereksinmesini gidermiş olan, tatmin olmuş, °müstağni

DOYGUNLUK : Turkish Turkish

doygun olma durumu ya da gönül tokluğu, doyum, °istiğna, °tatmin

DOYGUNLUK : Turkish Turkish

ir isteğin yerine gelmesi, bir şeyin elde edilmesi, varılmak istenen bir ereğe ulaşılmasından doğan duygu, doyum, °tatmin

DOYGUNLUK : Turkish Turkish

doymu?

DOYMA : Turkish Turkish

doymak eylemi

DOYMA : Turkish Turkish

ir gazın, belli bir sıcaklıkta o sıcaklığa özgü olan en büyük basınç altında bulunması; b) yeğinliği gittikçe artırılan bir manyetik alanın içindeki bir çelik çubuğun alabileceği en çok manyetizmayı almış olması

DOYMA : Turkish Turkish

ir sıvının içinde belli bir cisimden eriyebilecek en çok miktarın erimiş bulunması, °işba

DOYMA NOKTASI : Turkish Turkish

su buharının yoğunlaşma ısısı

DOYMAK, -AR : Turkish Turkish

ısteği kalmayıncaya kadar yemek, açlığı kalmamak

DOYMAK, -AR : Turkish Turkish

yeter bulmak, kanmak, tatmin olmak

DOYMAMIŞ : Turkish Turkish

doygunluk durumuna eri?memi?

DOYMAMIŞLIK : Turkish Turkish

doymamış olma durumu

DOYMAZ : Turkish Turkish

doymak bilmeyen, açgözlü

DOYMAZLIK : Turkish Turkish

doymaz olma durumu, açgözlülük

DOYMUŞ : Turkish Turkish

ir ?ey yiyerek tok duruma gelmi?