Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DOYMUŞ : Turkish Turkish

ısteği kalmamış, isteği giderilmiş, tatmin olmuş

DOYMUŞ : Turkish Turkish

doyma durumuna gelmiş (gaz, sıvı ya da elektromıknatıs), °meşbu

DOYMUŞLUK : Turkish Turkish

doymuş olma durumu

DOYULMAK : Turkish Turkish

doymak

DOYUM : Turkish Turkish

eldekinden hoşnut olma durumu, yetinme; kanma, °kanaat

DOYUM : Turkish Turkish

kimi istekleri giderme, °tatmin

DOYUMEVİ : Turkish Turkish

gösterişsiz, küçük lokanta

DOYUMLUK : Turkish Turkish

doyulacak kadar (miktar)

DOYUMLUK : Turkish Turkish

çapul, yağma

DOYUMLUK DEĞİL, TADIMLIK : Turkish Turkish

sunulan yiyeceğin az olması durumunda söylenir

DOYUNMAK : Turkish Turkish

yeteri kadar yemiş olmak, doymak

DOYURAN : Turkish Turkish

ir sıvının içinde eriyerek onu doyma durumuna getiren (madde)

DOYURAN : Turkish Turkish

ir çelik çubuğu doyma durumuna getiren indükleyici manyetik alan

DOYURAN BUHAR : Turkish Turkish

kendi sıvısıyla doyma durumunda olan buhar

DOYURMAK : Turkish Turkish

açlığını gidermek, doymasını sağlamak

DOYURMAK : Turkish Turkish

geçindirmek, yaşamasını sağlamak

DOYURMAK : Turkish Turkish

kandırmaya, inandırmaya yeterli olmak, ºtatmin etmek

DOYURMAK : Turkish Turkish

(birine) para yedirmek, rüşvet vermek

DOYURMAK : Turkish Turkish

ir maddenin içine alabileceği kadar başka bir madde katmak

DOYURMAK : Turkish Turkish

doyma durumuna getirmek

DOYURUCU : Turkish Turkish

doyurma özelliği bulunan, °tatminkâr

DOYURUCU : Turkish Turkish

kandırıcı, inandırıcı, yeterli, tatmin edici

DOYURUCULUK : Turkish Turkish

doyurucu olma durumu

DOYURULMAK : Turkish Turkish

doyurmak eylemine konu olmak

DOZ : Turkish Turkish

ir ilacın bir defada ya da bir günde alınması gereken miktarı