Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
EKLEME : Turkish Turkish

eklemek eylemi

EKLEME : Turkish Turkish

eklenmiş

EKLEME DİŞİ À : Turkish Turkish

duvar dişi

EKLEMEK : Turkish Turkish

ir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, katmak, °ilave etmek

EKLEMEK : Turkish Turkish

ir şeyleri uç uca birleştirmek

EKLEMEK : Turkish Turkish

önceki söylediklerin yeni sözler katmak

EKLEMEK : Turkish Turkish

katkıda bulunmak

EKLEMELİ : Turkish Turkish

itişken

EKLEMLEME : Turkish Turkish

eklemek eylemi

EKLEMLEMEK : Turkish Turkish

ekleme birleştirme

EKLEMLENME : Turkish Turkish

eylemi

EKLEMLENME : Turkish Turkish

çeşitli seslerin çıkarılması için ses aygıtının boğumlanması, söyleyiş

EKLEMLENMEK : Turkish Turkish

eklemle birleşmek

EKLEMLİ : Turkish Turkish

eklemi olan

EKLEMLİLER : Turkish Turkish

eklembacaklılar

EKLEMLİLİK : Turkish Turkish

eklemli olma durumu

EKLEMSİZ : Turkish Turkish

eklemsiz olma durumu

EKLEMSİZLER : Turkish Turkish

kolsuayaklılardan, kavkı çenetleri arasında eklem olmayan bir sınıf

EKLENMEK : Turkish Turkish

eklemek eylemi yapılmak, katılmak

EKLENTİ : Turkish Turkish

ir şeye eklenmiş olan, ek durumunda bulunan parça, ºaksesuar

EKLENTİLER : Turkish Turkish

herhangi bir yapıya göre ayrı bir işlevi bulunan bölümler ya da yapılar, ºmüştemilat

EKLENTİLİ : Turkish Turkish

eklentileri olan

EKLEŞMEK : Turkish Turkish

ek durumuna gelmek

EKLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

(tokat, yumruk, sille) atmak, vurmak, aşk etmek

EKLETMEK : Turkish Turkish

eklemek işini yaptırmak