Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
EKİLMEK : Turkish Turkish

ekmek eylemi yapılamak

EKİLMEK : Turkish Turkish

kendisine verilen söz tutulmamak, atlatılmak

EKİM : Turkish Turkish

ekmek işi

EKİM : Turkish Turkish

yılın otuz bir gün süren onuncu ayı, ºteşrinievvel

EKİN : Turkish Turkish

tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya değin aldığı duruma verilen ad

EKİN : Turkish Turkish

ºhars

EKİN İTİ GİBİ : Turkish Turkish

aşını dik tutup herkese yüksekten bakanlar için söylenir

EKİNCİ : Turkish Turkish

ekin ekip biçmekle uğraşan kimse, çiftçi

EKİNCİLİK : Turkish Turkish

çiftçilik

EKİNİ BELLİ ETMEMEK : Turkish Turkish

eksiğini belli etmeyecek biçimde işi çevirmek

EKİNKARGASI, -NI : Turkish Turkish

tüyleri parlak, kara ve erguvani parıltılı bir tür karga (corvus frugileugus)

EKİNLİK : Turkish Turkish

ekim için ayrılmış yer, tarla

EKİNOKOK : Turkish Turkish

etoburların gelişmiş dönemlerinde bağırsaklarında yaşayan tenya türü

EKİNOKS : Turkish Turkish

gün tün eşitliği

EKİNSEL : Turkish Turkish

ekinle ilgili, kültürel

EKİP BİÇMEK : Turkish Turkish

tarım yapmak

EKİP RUHU : Turkish Turkish

aynı grupta çalışanları yönlendiren birlik, dayanışma ruhu

EKİP, -Bİ : Turkish Turkish

aynı görevde, aynı işte çalışan kimseler topluluğu

EKİP, -Bİ : Turkish Turkish

ir yarışmada, karşılaşmada aynı taraftaki kimselerden oluşan topluluk, takım

EKİP, -Bİ : Turkish Turkish

devriye gezen polis topluluğu

EKİPMAN : Turkish Turkish

ir kuruluş ya da işletmeye gerekli eşya,donanım

EKLEKTİK : Turkish Turkish

seçmecilik yanlısı, seçmeci

EKLEKTİZM : Turkish Turkish

seçmecilik

EKLEM : Turkish Turkish

vücut kemiklerinin uç uca ya da yan yana gelip birleştiği yer, ºmafsal

EKLEMBACAKLILAR : Turkish Turkish

irbirine eklenmiş halkalardan oluşan böcekler, örümcekler, kabuklular ve çokayaklılar gibi bölümleri olan hayvan sınıfı