Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
EKOYLUM : Turkish Turkish

camilerde yarım kubbelerin iki ya da üç yanında küçük yarım kubbelerle yapılan oylum eklemeleri

EKRAN : Turkish Turkish

üzerine, bir cismin ışık yoluyla görüntüsü düşürülen saydam olamayan düz yüzey, görüntülük

EKRAN : Turkish Turkish

eyazperde, görüntülük

EKRAN : Turkish Turkish

televizyon camı, görüntülük

EKSANTRİK : Turkish Turkish

dışmerkezli, merkez dışı (olan)

EKSANTRİK : Turkish Turkish

alışılmışın dışında davranışları olan (kimse), garip, tuhaf, ayrıksı

EKSANTRİK MİL : Turkish Turkish

makine parçalarının çalışmasını yöneten bir tür yuvarlak mil

EKSELANS : Turkish Turkish

akan ve elçiden başlayarak cumhurbaşkanlığına değin yükselen, yüksek orunlulara verilen onur sanı

EKSELANS : Turkish Turkish

u sanı taşıyan kimse

EKSEN : Turkish Turkish

ir cismin iki eşit parçaya bölen gerçek ya da sanal çizgi, ºmihver

EKSEN : Turkish Turkish

üzerinde bir pozitif yön varsayılan sonsuz doğru

EKSEN : Turkish Turkish

dingil, ºaks

EKSEN : Turkish Turkish

eksenkemik

EKSENEL : Turkish Turkish

eksenle ilgili

EKSENEL : Turkish Turkish

(makina sanayiinde) bir eksene göre oluşan, çalışan (şey)

EKSENKEMİK : Turkish Turkish

aşın sağa sola dönmesini sağlayan insanda boyun, dörtayaklılarda gövde omurlarının ikincisi

EKSENLEME : Turkish Turkish

eksenlemek eylemi, hizalama

EKSENLEMEK : Turkish Turkish

ir makinenin, donanım iki ya da bir çok öğesinin eksenlerini çakıştırmak, hizalamak

EKSENSEL : Turkish Turkish

eksenle ilgili

EKSENSİZ : Turkish Turkish

ekseni olmayan

EKSENÜSTÜ : Turkish Turkish

gamın ikinci derecesi

EKSER : Turkish Turkish

üyük çivi, enser

EKSERİ : Turkish Turkish

en çok, en çoğu, çoğu kez

EKSERİYA : Turkish Turkish

çoğunlukla, çokluk, çoğu kez

EKSERİYET, -Tİ : Turkish Turkish

çoğunluk, çokluk