Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
EKSİ : Turkish Turkish

çıkarma işleminde (-) iminin adı, ºnakıs

EKSİ : Turkish Turkish

sıfırdan küçük, önünde eksi imi bulunan (sayı), ºnegatif, ºnakıs, "artı" karşıtı

EKŞİ : Turkish Turkish

sirke ya da limon tadında olan

EKŞİ : Turkish Turkish

u tadı veren şey

EKŞİ KİRAZ : Turkish Turkish

vişne

EKSİ SAYI : Turkish Turkish

sıfırdan küçük sayı, negatif sayı

EKŞİ YÜZLÜ ( YA DA SURAT) : Turkish Turkish

hoşnutsuzluk anlatan yüz

EKSİBALIĞI : Turkish Turkish

çoğunlukla hint okyanusunun sıcak ve ılık bölgelerinde yaşayan kemikli bir tür balık

EKŞİCE : Turkish Turkish

az ekşi, ekşimtırak

EKSİCİK : Turkish Turkish

elektron

EKSİDEĞER : Turkish Turkish

ıki ayrı dönemde değeri ölçülen bir malın ya da bir hakkın değerindeki azalma

EKSİDEĞER : Turkish Turkish

vergi gelirinde, bütçede öngörülen tutara oranla ortaya çıkan açık

EKSİK : Turkish Turkish

gerekliği duyulan, geresinme duyulan (şey), ºnoksan

EKSİK : Turkish Turkish

(bütüne göre) bir bölümü olmayan, ºnatamam

EKSİK : Turkish Turkish

ir şeyden yoksun olan, kusurlu, ºmuallel, ºsakat

EKSİK : Turkish Turkish

az

EKSİK : Turkish Turkish

ir şeyin boşluk yaratan yokluğu

EKSİK OLMAMAK : Turkish Turkish

her vakit ve her fırsatta bulunmak

EKSİK ÇIKMAK : Turkish Turkish

tartı ya da ölçünün tam olmadığı görülmek

EKSİK DOĞMAK : Turkish Turkish

vaktinden önce ya da organları gelişmeden doğmak

EKSİK ETEK : Turkish Turkish

kadın

EKSİK ETMEMEK : Turkish Turkish

her zaman bulundurmak, sürdürmek

EKSİK GEDİK : Turkish Turkish

ufak tefek gereksinmeler

EKSİK GEDİK KAPAMAK : Turkish Turkish

gerekli olsun ufak tefek gereksinmeleri karşılamak

EKSİK GELMEK : Turkish Turkish

yetişmemek, yetmemek