Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ELEŞTİRİLME : Turkish Turkish

eleştirilmek eylemi

ELEŞTİRİLMEK : Turkish Turkish

eleştirilmek eylemi yapılmak

ELEŞTİRİM : Turkish Turkish

eleştirmek eylemi

ELEŞTİRİMCİ : Turkish Turkish

eleştirimcilikle ilgili olan

ELEŞTİRİMCİLİK : Turkish Turkish

eleştiricilik

ELEŞTİRME : Turkish Turkish

eleştirmek işi, ºtenkit

ELEŞTİRMECİ : Turkish Turkish

eleştirme yapan kimse, ºtenkitçi, °münekkit

ELEŞTİRMECİLİK : Turkish Turkish

eleştirmecinin yaptığı iş, ºtenkitçilik, ºmünekkitlik

ELEŞTİRMEK : Turkish Turkish

ir düşüncenin, bir yargının, bir yapıtın doğruluk ya da yalnışlığını ortaya çıkarmak ve gerçek değerini belirtmek için onu incelemek, ºtenkit etmek, ºkritik etmek

ELEŞTİRMEK : Turkish Turkish

irinin ya da bir şeyin eksiklerini, yalnışlarını sıralamak

ELEŞTİRMELİ : Turkish Turkish

eleştirmeyle ilgili, eleştirme üzerine olan, eleştirel, ºtenkidi, ºkritik

ELEŞTİRMEN : Turkish Turkish

eleştiri yazan kimse, eleştirici, eleştirme-ci, ºtenkitçi, ºmünekkit

ELEŞTİRMENLİK : Turkish Turkish

eleştirmenin işi, eleştiricilik, ºmünekkitlik

ELETMEK : Turkish Turkish

elemek eylemini yaptırmak

ELEZER : Turkish Turkish

sadist

ELEZERLİK : Turkish Turkish

sadizm

ELGİN : Turkish Turkish

yabancı, gurbette yaşayan, ºgarip

ELGİNLİK : Turkish Turkish

elgin olma durumu

ELHAMDÜLİLLAH : Turkish Turkish

tanrı'ya şükür

ELİAÇIK : Turkish Turkish

parasını ve malını esirgemeyen, ºcömert, ºbonkör

ELİAÇIKLIK : Turkish Turkish

eliaçık olma durumu, ºcömertlik, ºbonkörlük

ELİF : Turkish Turkish

arap abecesinin ilk harfinin adı

ELİFBA : Turkish Turkish

arapça, farsça ve osmanlıcanın abecesi, alfabe

ELİFİ ELİFİNE : Turkish Turkish

tam, tam olarak, noktası noktasına

ELİFİ GÖRSE MERTEK ( YA DA DİREK) SANIR : Turkish Turkish

okuması yazması hiç yok, çok cahil