Turkish Turkish
ELİK : Turkish Turkish
dağkeçisi
ELİM : Turkish Turkish
acınacak, acıklı
ELİNDELİK : Turkish Turkish
ınsanın karar ve davranışlarını istediği gibi yönetme gücü
ELİNDESİZLİK : Turkish Turkish
yazgıcılık, kadercilik
ELİPS : Turkish Turkish
ütün noktaların iki ayrı odağa uzaklıklarının toplamı birbirine denk olan kapalı eğri
ELİPSOİDAL, -Lİ : Turkish Turkish
elipsoitle ilgili, elipsoit biçiminde olan
ELİPSOİT : Turkish Turkish
elipse benzeyen
ELİPSOİT : Turkish Turkish
ir elipsin kendi ekseni dolayında döndürülmesiyle oluşan cismin biçimi
ELİPTİK : Turkish Turkish
elipsle ilgili, elips biçiminde olan
ELİŞİ KÂĞIDI : Turkish Turkish
kesip yapıştırma işlerinde kullanılan bir yüzü parlak renkli kâğıt
ELİŞİ, -Nİ : Turkish Turkish
okullarda kâğıt, mukavva, tahta gibi şeylerle yaptırılan çalışmalar
ELİSIKI : Turkish Turkish
çok tutumlu, cimri, pinti
ELİSIKILIK : Turkish Turkish
eli sıkı olma durumu, cimrilik, pintilik
ELİT : Turkish Turkish
seçkin, seçkinler
ELİZA : Turkish Turkish
aids hastalığının tanısında kullanılan "eliza testi" tamlamasında geçer
ELİZA TESTİ : Turkish Turkish
aids hastalığının tanısında kullanılan test
ELKİTABI : Turkish Turkish
herkesin kolaylıkla yararlanması için hazırlanmış kitap
ELKIZI : Turkish Turkish
gelin, kadın, eş
ELLEME : Turkish Turkish
ellemek eylemi
ELLEME : Turkish Turkish
seçilmiş, iyi
ELLEMEK : Turkish Turkish
elle dokunmak, elle karıştırmak
ELLENMEK : Turkish Turkish
(bir şeye) elle dokunulmak
ELLENMİŞ DİLLENMİŞ : Turkish Turkish
iffetsizliği yayılmış (kadın)
ELLEŞMEK : Turkish Turkish
elle dokunmak
ELLEŞMEK : Turkish Turkish
elle itişerek şakalanmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani