Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ELMALIK : Turkish Turkish

elma ağacı yetiştirilen bahçe

ELMANIN YARISI O, YARISI BU : Turkish Turkish

ir elmanın yarısı o, yarısı bu

ELMAS : Turkish Turkish

çok sert, kırılgan, billurlaşmış arı karbon

ELMAS : Turkish Turkish

mücevher olarak kullanılan, saydam, değerli taş

ELMAS : Turkish Turkish

elmastıraş

ELMAS : Turkish Turkish

elmas taşlarıyla süslenmiş

ELMAS GİBİ : Turkish Turkish

çok iyi, çok değerli

ELMAS IM : Turkish Turkish

övgüyle seslenme

ELMAŞEKERİ : Turkish Turkish

oya katılmış şeker pekmezine batırılarak şekerlenen ve çubuğa takılarak satılan elma

ELMASİYE : Turkish Turkish

dondurulmuş meyve suyundan yapılan bir tür pelte

ELMASLI : Turkish Turkish

elmasla süslenmiş olan

ELMASTIRAŞ : Turkish Turkish

üzeri elmas gibi yontulmuş (iyi tür cam, billur)

ELMASTIRAŞ : Turkish Turkish

ucu elmaslı, kalem biçiminde cam keskisi

ELMASTIRAŞÇI : Turkish Turkish

elmas işlemeyi meslek edinmiş kişi

ELMAYAĞI : Turkish Turkish

ir adaçayı türünün yapraklı ve çiçekli dallarından elde edilen halk hekimliğinde kullanılan yağ

ELMİ YAMAN BEY Mİ YAMAN? EL YAMAN? : Turkish Turkish

aştaki ne kadar güçlü görünürse görünsün, asıl gücün halkta olduğunu anlatır

ELOĞLU, -NU : Turkish Turkish

el, yabancı

ELOĞLU, -NU : Turkish Turkish

damat; koca

ELSİ : Turkish Turkish

yaprakçıkları aynı noktadan çıkan (bileşik yaprak)

ELSİBÖLMELİ : Turkish Turkish

ele benzer, parçalı (yaprak)

ELSİDAMARLI : Turkish Turkish

damarları yelpaze biçiminde (yaprak)

ELTASI, -NI : Turkish Turkish

el, yüz yıkanırken su dökünmek ya da içinde sabunlu su hazırlanıp el temizlemekte kullanılan tas

ELTİ : Turkish Turkish

kardeş karılarından her birinin ötekine göre adı

ELTOPU : Turkish Turkish

yedi ya da on birer kişilik iki takım arasında yalnızca elle oynanan, topu karşı takımın kalesine atmaya dayanan oyun, °hentbol

ELTOPU OYUNCUSU : Turkish Turkish

eltopu oynayan oyuncu, °henbolcu