Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ESKİTİLMEK : Turkish Turkish

eskitmek eylemi yapılmak, eski duruma getirilmek

ESKİTMEK : Turkish Turkish

çok kullanarak eskimiş duruma getirmek, yıpratmak

ESKİTMEK : Turkish Turkish

yaşlandırmak

ESKİTMEK : Turkish Turkish

etkisini sürdürememek, yıpratmak

ESKİUÇ : Turkish Turkish

elektrikli ayrıştırmada sıvıya batırılıp akımın geçmesini sağlayan metal uçlardan eksi yüklü olanı, ºkatot

ESKİUÇ : Turkish Turkish

elektrikle yapılan temizleme, parlatma vb. işlemlerde yer alan eksi yüklü elektrot

EŞKIYA : Turkish Turkish

dağda, kırda yol kesen hırsızlar, haydutlar, kır uğruları

EŞKIYA : Turkish Turkish

haydut, kır uğrusu

EŞKIYA GİBİ : Turkish Turkish

yüzü, bakışları ve kılığı korkunç olan

EŞKIYALIK : Turkish Turkish

eşkıya olma durumu ya da eşkıyaca davranış

ESKİYİŞ : Turkish Turkish

eskimek eylemi ya da biçimi

ESKİZ : Turkish Turkish

taslak

EŞKOŞMA : Turkish Turkish

tanrı'nın birden çok olduğuna inanma, tanrı'ya ortak koşma, °şirk

EŞKOŞMAK : Turkish Turkish

tanrı'ya ortak koşmak, tanrı'dan başka bir tanrı bulunduğuna inanmak, °şirk koşmak

ESKRİM : Turkish Turkish

kılıçoyunu

ESKRİMCİ : Turkish Turkish

kılıçoyuncusu

ESLAF : Turkish Turkish

izden öncekiler, geçmişler, öncel, "ahlaf" karşıtı

ESLEK : Turkish Turkish

aşkasının buyruk ve dileklerini yerine getiren, yumuşak başlı, °itaatli, °muti

EŞLEK : Turkish Turkish

ekvator

EŞLEKSEL : Turkish Turkish

ekvatoral

EŞLEM : Turkish Turkish

kopya

EŞLEME : Turkish Turkish

eşlemek eylemi

EŞLEME : Turkish Turkish

görüntü ve ses kuşakları arasındaki bağ, °senkronizasyon

ESLEMEK : Turkish Turkish

önem vermek, aldırış etmek

ESLEMEK : Turkish Turkish

herhangi bir kimseyi kendisine belli etmeden gözetlemek