Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
EŞZAMANLI DİLBİLİM : Turkish Turkish

ir dil dizgesinin belirli bir dönemdeki olgularını, durumunu inceleyen dilbilim

EŞZAMANLILIK : Turkish Turkish

elli bir evrede görülen dilbilim olgularının, olaylarının özelliği, °senkroni

EŞZAMANSIZ : Turkish Turkish

aşlamalarıyla bitmeleri arasında geçen zaman eşit olmayan (olaylar)

EŞZAMANSIZ : Turkish Turkish

aynı zamanda oluşmayan

ET ( YA DA ET CAN) TUTMAK : Turkish Turkish

şişmanlamak

ET BAĞLAMAK : Turkish Turkish

şişmanlamak

ET BAĞLAMAK : Turkish Turkish

yara kapanmak

ET KAFALI : Turkish Turkish

kalın kafalı, anlayışsız

ET LOKMASI : Turkish Turkish

et yemeği

ET SUYU : Turkish Turkish

etlerin kaynamış suda pişirilmesiyle elde edilen sıvı

ET TIRNAK OLMAK : Turkish Turkish

sıkı aile bağı kurmak

ET TIRNAKTAN AYRILMAZ : Turkish Turkish

yakın hısımlar arasındaki bağ kolay kolay kopmaz

ET YARAN : Turkish Turkish

etyaran

ET, -Tİ : Turkish Turkish

ınsanlarda, hayvanlarda deriyle kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan doku

ET, -Tİ : Turkish Turkish

kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi

ET, -Tİ : Turkish Turkish

ten

ET, -Tİ : Turkish Turkish

meyvelerde çekirdekle deri arasındaki bölüm

ETAJER : Turkish Turkish

afları olan kapaksız ve taşınır dolap

ETALON : Turkish Turkish

ağırlık ve uzunluk ölçüleri için kabul edilmiş yasal ölçü modeli

ETAMİN : Turkish Turkish

pamuk, keten ya da ipekten, seyrek dokunmuş delikli, üzerinde nakış yapılabilen bir tür kumaş

ETAMİN : Turkish Turkish

etamin görünümlü bir tür kumaş

ETAP : Turkish Turkish

ir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri

ETAP : Turkish Turkish

aşama, evre, °kademe

ETÇİL : Turkish Turkish

genellikle etle beslenen

ETÇİLLER : Turkish Turkish

dişleri et yiyecek biçimde gelişmiş omurgalı memeli hayvanlardan bir takım, etoburlar