Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ETELEMEK BETELEMEK : Turkish Turkish

kötü davranmak

ETEN : Turkish Turkish

etene

ETEN : Turkish Turkish

yemişlerin yenen bölümü

ETENE : Turkish Turkish

memelilerde anayla dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ, son, eş, döleşi °meşime, °plasenta

ETENE : Turkish Turkish

meyve yaprağında yumurtacıkların bağlı olduğu bölüm

ETENELENME : Turkish Turkish

embriyon ya da eklentileriyle ana arasında kimyasal değiş tokuşu sağlamak amacıyla ilgi kurma

ETENELENMEK : Turkish Turkish

embriyon ya da eklentileriyle ana arasında ilgi kurmak

ETENELİ : Turkish Turkish

etenesi olan

ETENELİLER : Turkish Turkish

etenesi bulunan memeliler altsınıfı

ETENESİZ : Turkish Turkish

etenesi olmayan

ETENESİZLER : Turkish Turkish

etenesi bulunmayan basit yapılı memeli hayvanlar

ETER : Turkish Turkish

asitlerin alkollerle birleşmesinden oluşan sıvılara verilen ad

ETER : Turkish Turkish

hekimlikte kullanılan, çok uçucu, renksiz ve kendine özgü kokusu olan bir sıvı, lokmanruhu

ETERLEMEK : Turkish Turkish

eter buharı koklatarak anestezi yapmak

ETERLEŞMEK : Turkish Turkish

ir alkol ya da bir asit eter durumuna dönüşmek

ETERLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

eter durumuna getirmek

ETERNİT : Turkish Turkish

kötü hava koşullarına dayanıklı ısı iletkenliği düşük, yanmayan hafif yapı gereci

ETİ : Turkish Turkish

hitit

ETİ BUDU YERİNDE ( YA DA ETLİ BUTLU) : Turkish Turkish

şişmanca, tombul

ETİ NE BUDU NE? : Turkish Turkish

yaşı küçük

ETİ NE BUDU NE? : Turkish Turkish

olanakları, gücü sınırlı, parası az

ETİ SENİN KEMİĞİ BENİM : Turkish Turkish

çocuk velilerinin öğretmene, ustaya vb.ye çocuğun eğitiminde kendisine tam yetki verdiğini anlatmak için söylenir

ETİK : Turkish Turkish

ahlak, ahlaksal, °ahlaki

ETİK : Turkish Turkish

törebilim, ahlakbilim

ETİKET, -Tİ : Turkish Turkish

ir malın tür, miktar, fiyat vb. niteliklerini ya da kitap, defter vb. şeylerin kime ait olduğunu belirtmek, belli etmek için üzerlerine konan küçük kâğıt