Turkish Turkish
ETMEK, -DER : Turkish Turkish
irini bir şeyden yoksun bırakmak
ETMEK, -DER : Turkish Turkish
vermek
ETMEK, -DER : Turkish Turkish
eşit değer kazanmak
ETMEK, -DER : Turkish Turkish
herhangi bir değerde olmak
ETMEK, -DER : Turkish Turkish
(neler, çok, az gibi belgisiz sıfatlarla) kötülükte bulunmak
ETMEK, -DER : Turkish Turkish
(tümleç olarak yatak, alt gibi sözcüklerle) küçük ya da büyük aptesini yapmak
ETMEN : Turkish Turkish
etken, °amil; °faktör
ETNİK : Turkish Turkish
udunsal, °kavmi
ETNOGRAF : Turkish Turkish
udunbetimci
ETNOGRAFYA : Turkish Turkish
udunbetim, °kavmiyat
ETNOLOG : Turkish Turkish
udunbilimci
ETNOLOJİ : Turkish Turkish
udunbilim, °ırkiyat
ETNOLOJİK : Turkish Turkish
udunbilimsel
ETOBURLAR : Turkish Turkish
etçiller
ETOKRASİ : Turkish Turkish
yalnızca ahlak üzerine kurulu yönetim biçimi
ETOL, -LÜ : Turkish Turkish
genellikle kürkten, gösterişli kumaşlardan ya da yün örgüden yapılmış uzun omuz atkısı
ETRAF : Turkish Turkish
çevre, dolay
ETRAF : Turkish Turkish
ir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, °muhit
ETRAF : Turkish Turkish
yanlar, taraflar
ETRAFLI : Turkish Turkish
ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı
ETRAFLICA : Turkish Turkish
derinlemesine, ayrıntılı olarak, etraflı
ETŞEFTALİSİ : Turkish Turkish
eti çekirdeğinden ayrılmayan bir şeftali türü (p.p. duracina)
ETSIKAR : Turkish Turkish
az pişmiş ya da çiğ eti sıkıştırarak suyunu çıkarmaya yarayan araç
ETSİZ : Turkish Turkish
eti olmayan
ETSİZ : Turkish Turkish
kuru, sıska, zayıf
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani