Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
FASIL HEYETİ : Turkish Turkish

gerekli sazlarla tam olarak bir fasıl yapabilecek durumdaki alaturka saz topluluğu

FASIL, -SLI : Turkish Turkish

ölüm, kısım, devre

FASIL, -SLI : Turkish Turkish

ortaoyununa başlamadan önce saz takımının çaldığı köçek havası ve curcuna

FASIL, -SLI : Turkish Turkish

peşrev, nakış, şarkı, saz semaisi gibi parçaların belli bir sıraya göre çalınıp söylenmesi

FASIL, -SLI : Turkish Turkish

osmanlı ve arap tiyatrosunda oyunun perde bölümü

FASIL, -SLI : Turkish Turkish

elli bir sürede yapılan iş, karşılaşılan durum ya da olay

FASILA : Turkish Turkish

aralık, ara, kesinti

FASILA VERMEK : Turkish Turkish

ara vermek, kesmek

FASILALI : Turkish Turkish

aralı, aralıklı, kesintili

FASILASIZ : Turkish Turkish

arasız, aralıksız, durmadan, ara vermeden, kesintisiz, biteviye

FASİLE : Turkish Turkish

familya

FAŞIR FUŞUR : Turkish Turkish

- faşır faşır

FAŞIR FAŞIR : Turkish Turkish

su ya da başka sıvıların bol ve çok akmasını anlatır

FAŞİST, -Tİ : Turkish Turkish

faşizm yanlısı olan (kimse, görüş vb.)

FAŞİST, -Tİ : Turkish Turkish

çevresindekilere baskı yapan

FAŞİSTLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

ir rejime, örgüte faşist ya da faşizmden kaynaklanan yöntemleri sokmak

FAŞİSTLİK : Turkish Turkish

faşizm

FASİT : Turkish Turkish

kötü, bozuk

FASİT : Turkish Turkish

arabozucu, fesat çıkaran, °müfsit

FASİT DAİRE : Turkish Turkish

- kısırdöngü

FASİT OLMAK : Turkish Turkish

(namaz, oruç, aptes gibi şeyler için) bozulmak

FAŞİZAN : Turkish Turkish

faşist

FAŞİZM : Turkish Turkish

ıtalya'da
1943 yılları arasında etkinliğini sürdüren, meslek kuruluşlarına dayanan, devlet sınırlarını genişletmeyi amaçlayan, yetkinin tek partinin elinde toplandığı düzen

FAŞİZM : Turkish Turkish

demokratik düzenin yerine aşırı, çarpıtılmış bir ulusçuluk ve baskı düzeni kurmayı amaçlayan öğreti

FASLA FASLA : Turkish Turkish

yer yer