Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
FAUL : Turkish Turkish

maç ve karşılaşmalarda bir sporcunun hareketini önlemek için yapılan kuraldışı hareket

FAUNA : Turkish Turkish

elli bir bölgede yetişen hayvanların tümü, direy

FAUNA : Turkish Turkish

u hayvanların tanımını yapan yapıt

FAVA : Turkish Turkish

zeytinyağlı iç bakla ezmesi

FAVORİ : Turkish Turkish

herhangi bir iş ya da yarışmada üstünlük kazanacağına inanılan (kimse, takım vb.)

FAVORİ : Turkish Turkish

yarışı kazanacağı düşünülen at

FAVORİ : Turkish Turkish

en çok beğenilen

FAVORİ : Turkish Turkish

yüzün iki yanına bırakılan sakal demeti

FAY : Turkish Turkish

kırık

FAYANS : Turkish Turkish

özellikle banyo, mutfak duvarı kaplamasında kullanılan mat çini hamurundan yapılan, sıvı geçirimsiz yapı ve süsleme gereci

FAYANSÇI : Turkish Turkish

fayans üreten, satan ya da döşeyen kimse

FAYDA : Turkish Turkish

yarar, kâr

FAYDA ETMEMEK : Turkish Turkish

etkisi olmamak, işe yaramamak, yararlı olmamak

FAYDA VERMEMEK : Turkish Turkish

yararlı olmamak

FAYDACIL : Turkish Turkish

yararcıl

FAYDACILIK : Turkish Turkish

yararcılık

FAYDALANMA : Turkish Turkish

yararlanma

FAYDALANMAK : Turkish Turkish

yararlanmak

FAYDALI : Turkish Turkish

yararlı

FAYDASI OLMAK : Turkish Turkish

yararlı olmak, olumlu etki yapmak

FAYDASIZ : Turkish Turkish

yararsız

FAYRAP : Turkish Turkish

ir istim kazanının, istim oluşturacak biçimdeki yanar durumu

FAYRAP : Turkish Turkish

gemilerde ateşçiye ateşi harlandırmak için verilen komut

FAYRAP : Turkish Turkish

herhangi bir şeyi ya da işi hızlandırma

FAYRAP : Turkish Turkish

(kapı, pencere, giysi için) açma, çıkarma