Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
FEDERAL : Turkish Turkish

federasyon durumunda birleşmiş olan

FEDERAL : Turkish Turkish

sendikalar, dernekler vb. federasyonunu ilgilendiren

FEDERALİZM : Turkish Turkish

irçok devletin özel yasalara ve bağımsızlığa sahip olarak tek bir devlet durumunda birleşmesi yöntemi

FEDERALLEŞME : Turkish Turkish

federal biçimde örgütlenmeyi benimseme

FEDERALLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

federal biçimde örgütlemek

FEDERASYON : Turkish Turkish

küçük devletlerin tek bir devlet durumuna gelmek için yaptıkları ortaklık, devletler birliği

FEDERASYON : Turkish Turkish

irçok kuruluştan oluşan birlik

FEDERATİF : Turkish Turkish

federalizme uygun olan

FEDERE : Turkish Turkish

ir federasyona bağlı olan

FEDERE : Turkish Turkish

ir konfederasyonun üyesi

FEHAMET, -Tİ : Turkish Turkish

üyüklük; ululuk

FEHAMET, -Tİ : Turkish Turkish

deşer

FEHAMETLU : Turkish Turkish

üyüklük, ululuk gösteren (kimse)

FEHAMETLU : Turkish Turkish

osmanlı ımparatorluğu zamanında sadrazamlara, mısır hidivi ve yabancı prenslere, eyalet beylerine verilen san

FEHİM : Turkish Turkish

anlama

FEHVA : Turkish Turkish

anlam

FEHVA : Turkish Turkish

kavram

FEHVASINCA : Turkish Turkish

uyarınca, sözü gereğince

FEKÜL : Turkish Turkish

patates gibi kimi bitkilerin yumrularında bulunan nişasta

FELAH : Turkish Turkish

kurtuluş, onma

FELAH BULMAK : Turkish Turkish

kurtulmak, onmak

FELAKET, -Tİ : Turkish Turkish

üyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay ya da durum, yıkım, bela,°afet

FELAKET, -Tİ : Turkish Turkish

yıkıma uğrama, alt üst olma

FELAKET, -Tİ : Turkish Turkish

çok kötü

FELAKET, -Tİ : Turkish Turkish

şaşkınlık, hayret, aşırılık bildirir