English To Turkish
CATEGORIZE : English Turkish Redhouse
cat.e.go.rizekät'ıgırayz fiil
sınıflandırmak.
vasıflandırmak
CATEGORY : English Turkish Redhouse
cat.e.go.rykät'ıgôri isim kategori, bölüm, sınıf, tabaka, zümre
CATER : English Turkish Redhouse
ca.terkey'tır fiil yiyecek tedarik etmek, yemeklerin hazırlanmasını ve servisini üstüne almak
CATERPILLAR : English Turkish Redhouse
cat.er.pil.larkät'ırpîlır isim tırtıl, kurt
CATERPILLAR TREAD : English Turkish Redhouse
tırtıllı palet, tırtıl
CATFISH : English Turkish Redhouse
cat.fishkät'fiş isim yayınbalığı
CATGUT : English Turkish Redhouse
cat.gutkät'g^t isim, müzik kiriş
CATHARSIS : English Turkish Redhouse
ca.thar.siskıthar'sîs isim katarsis, rahatsız edici duyguları dışa vurarak onlardan kurtulma
CATHARTIC : English Turkish Redhouse
ca.thar.tickıthar'tîk sıfat
katarsisle ilgili; katarsise yol açan.
müshil. isim müshil
CATHEDRAL : English Turkish Redhouse
ca.the.dralkıthi'drıl isim katedral
CATHOLIC : English Turkish Redhouse
cath.o.lickäth'ılîk, käth'lîk sıfat
liberal, açık fikirli.
evrensel, genel, umumi
CATHOLICISM : English Turkish Redhouse
Ca.thol.i.cismkıthal'ısîzım isim Katoliklik, Katolik kilisesi
CATSUP : English Turkish Redhouse
cat.supkät'sıp, keç'ıp isim bakınız ketchup
CATTLE : English Turkish Redhouse
cat.tlekät'ıl isim, çoğul sığırlar
CATTY : English Turkish Redhouse
cat.tykät'i sıfat
kedi gibi.
konuşma dili iğneli (söz).
konuşma dili iğneli söz söyleyen
CAUCASIA : English Turkish Redhouse
Cau.ca.siakôkey'qı, kôkey'şı, kôkäş'ı isim Kafkasya
CAUCASIAN : English Turkish Redhouse
Cau.ca.siankôkey'qın, kôkey'şın, kôkäş'ın sıfat Kafkas. isim Kafkasyalı
CAUCASUS : English Turkish Redhouse
Cau.ca.suskô'kısıs isim bakınız the Caucasus
CAUGHT : English Turkish Redhouse
caughtkôt fiil bakınız catch
CAUGHT IN THE ACT : English Turkish Redhouse
suçüstü yakalanmış, cürmü meşhut halinde yakalanmış
CAULDRON : English Turkish Redhouse
caul.dronkôl'drın isim kazan
CAULIFLOWER : English Turkish Redhouse
cau.li.flow.erkô'lıflawır, kal'îflawır isim karnabahar
CAUSAL : English Turkish Redhouse
caus.alkô'zıl sıfat neden oluşturan, nedeni olan, nedensel
CAUSALITY : English Turkish Redhouse
caus.al.i.tykôzäl'ıti isim nedensellik
CAUSE : English Turkish Redhouse
causekôz isim
neden, sebep, illet.
amaç, gaye, hedef.
dava, ülkü: That's a cause worthy of one's devotion. Kendini adamaya değer bir dava.
hukuk dava konusu. fiil neden olmak, sebep olmak, yol açmak: What's caused this? Buna yol açan ne? Will it really cause my camellias to bloom earlier? Gerçekten kamelyalarıma daha erken çiçek açtırır mı? What causes you to act like that? Niye böyle davranıyorsun? It caused them to shout. Onların bağırmasına neden oldu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani