Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
SUBSTITUTION : English Turkish Redhouse

sub.sti.tu.tions^bstıtu'şın isim
(geçici bir süre için) (birini) (başkasının) yerine çalıştırma.
(geçici bir süre için) (bir şeyi) (başka bir şeyin) yerine kullanma

SUBTERFUGE : English Turkish Redhouse

sub.ter.fuges^b'tırfyuc isim
hile, manevra.
hileye başvurma

SUBTERRANEAN : English Turkish Redhouse

sub.ter.ra.ne.ans^btırey'niyın sıfat yeraltı

SUBTITLE : English Turkish Redhouse

sub.ti.tles^b'taytıl isim
altbaşlık.
sinema altyazı

SUBTLE : English Turkish Redhouse

sub.tles^t'ıl sıfat
ince, hafif, hemen göze çarpmayan.
meselenin ince taraflarını kavrayabilen/anlayabilen.
ince bir şekilde hazırlanmış, ince bir zekâyı yansıtan (plan v.b.)

SUBTLETY : English Turkish Redhouse

sub.tle.tys^t'ılti isim
incelik: There's a subtlety in his work. Onun eserlerinde hemen göze çarpmayan birtakım incelikler var.
(bir mesele veya düşünceye ait) ince taraf, incelik.
ince fark

SUBTRACT : English Turkish Redhouse

sub.tractsıbträkt' fiil, matematik çıkarma işlemi yapmak; from (bir sayıyı) (başka bir sayıdan) çıkarmak

SUBTRACTION : English Turkish Redhouse

sub.trac.tionsıbträk'şın isim, matematik çıkarma

SUBTROPIC : English Turkish Redhouse

sub.trop.ics^btrap'îk sıfat bakınız subtropical

SUBTROPICAL : English Turkish Redhouse

sub.trop.i.cals^btrap'îkıl sıfat astropikal

SUBURB : English Turkish Redhouse

sub.urbs^b'ırb isim varoş, dış mahalle

SUBURBAN : English Turkish Redhouse

sub.ur.bansıbır'bın sıfat
banliyöye ait.
banliyöde oturanlara özgü

SUBVENTION : English Turkish Redhouse

sub.ven.tionsıbven'şın isim
sübvansiyon.
tahsisat; para bağışı

SUBVERSION : English Turkish Redhouse

sub.ver.sionsıbvır'qın isim (insanların güven veya inancını sarsarak) (devleti, bir kurumu) çökertme veya yıkma

SUBVERSIVE : English Turkish Redhouse

sub.ver.sivesıbvır'sîv sıfat (insanların güven veya inancını sarsarak) (devleti, bir kurumu) çökerten veya yıkan

SUBVERT : English Turkish Redhouse

sub.vertsıbvırt' fiil (insanların güven veya inancını sarsarak) (devleti, bir kurumu) çökertmek veya yıkmak

SUBWAY : English Turkish Redhouse

sub.ways^b'wey isim
metro (treni).
metro, metro şebekesi.
(yayalar için) altgeçit

SUCCEED : English Turkish Redhouse

suc.ceedsıksid' fiil
başarılı olmak, başarmak; in (bir şeyi yapmayı) başarmak, becermek.
takip etmek, izlemek,
den sonra gelmek.
(birinin) yerine geçmek; (birinin) halefi olmak; to (birinin yerine veya bir şeye) halef veya vâris olarak sahip olmak

SUCCESS : English Turkish Redhouse

suc.cesssıkses' isim
başarı, başarılmış iş.
başarma, başarı.
başarılı olan kimse

SUCCESSFUL : English Turkish Redhouse

suc.cess.fulsıkses'fıl sıfat başarılı, muvaffak

SUCCESSION : English Turkish Redhouse

suc.ces.sionsıkseş'ın isim
of (birbirini takip eden) bir sürü (kimse); (birbirini takip eden) bir dizi (şey): This place has had a succession of owners. Bu yerin bir sürü sahibi oldu.
birbirini takip etme: The events took place in rapid succession. Olaylar hızla birbirini takip etti.
(birinin yerine veya bir şeye) halef veya vâris olarak sahip olma.
hukuk halef olma.
halef olma hakkı.
halefler

SUCCESSIVE : English Turkish Redhouse

suc.ces.sivesıkses'îv sıfat peş peşe, arka arkaya, üst üste

SUCCESSOR : English Turkish Redhouse

suc.ces.sorsıkses'ır isim halef; vâris

SUCCOR : English Turkish Redhouse

suc.cors^k'ır fiil imdat etmek, imdadına yetişmek. isim imdat, yardım

SUCCOUR : English Turkish Redhouse

suc.cours^k'ır fiil imdat etmek, imdadına yetişmek. isim imdat, yardım