Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
COFFERS : English Turkish

n. para, hazine

COFFIN : English Turkish

n. tabut; açılmaya elverişsiz gemi; radyoaktif madde sızdırmaz kurşun kap

COFFIN : English Turkish

v. tabuta koymak

COFFIN BONE : English Turkish

toynak içindeki ayak kemiği

COFFIN JOINT : English Turkish

n. toynak eklemi

COFFLE : English Turkish

n. birbirine bağlanmış veya zincirlenmiş haldeki köleler veya hayvanlar veya tutsaklar grubu

COFFRET : English Turkish

n. (Fransızca) küçük hazine sandığı; sunum kutusu

COFOUNDER : English Turkish

n. kurucular takımından biri, kuranlardan biri (bir şirket veya organizasyon)

COG : English Turkish

n. çark dişi, diş, dişli çark

COG : English Turkish

v. tutmak, kurmak, hile yapmak

COG THE DICE : English Turkish

v. zar tutmak

COG WHEEL : English Turkish

dişli, çark

COGENCY : English Turkish

n. ikna yeteneği, inandırıcılık

COGENERATION : English Turkish

n. karma bir sistem kullanarak elektrik ve ısı enerjisi üretimi

COGENT : English Turkish

adj. inandırıcı, ikna edici

COGENTLY : English Turkish

adv. inandırıcı bir şekilde, ikna edici bir tarzda, ikna edici bir şekilde, istediğini elde edebilmek için herşeyi yapabilir hissi uyandırarak karşısındakini ikna edici bir şekilde

COGGED : English Turkish

adj. dişli

COGGED RAILWAY : English Turkish

n. dişli tren

COGITABLE : English Turkish

adj. makul; düşünmeye değer

COGITATE : English Turkish

v. düşünmek, düşünüp taşınmak; kavram yaratmak; icat etmek, bulmak

COGITATE OVER : English Turkish

v. düşünüp taşınmak

COGITATION : English Turkish

n. düşünme, düşünüp taşınma, düşünce, fikir

COGITATIVE : English Turkish

adj. düşünceli, dalgın

COGITATOR : English Turkish

n. aksettiren, yansıtan veya tasarlayan kimse

COGITO ERGO SUM : English Turkish

düşünüyorum öyleyse varım, düşünüyorum o halde varım (filozof Rene Descartes’in ünlü sözü)