Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
DEEP : English Turkish

adj. derin; koyu; dalgın; tok (ses); anlaşılmaz; şiddetli, ağır; pes; genişliğinde; keskin; aşırı; içten, yürekten; esrarlı; karışık; bilinçaltı

DEEP BLUE : English Turkish

adj. masmavi, koyu mavi

DEEP CHARGE : English Turkish

ir tür sualtı bombası, sualtı gemilerini yok etmek için suya bırakılan patlayıcı aygıt (Askeri)

DEEP CONCERN : English Turkish

derin kaygı, büyük endişe

DEEP DISH PIE : English Turkish

n. meyveli pay

DEEP DISPUTE : English Turkish

derin tartışma, karışık anlaşmazlık

DEEP DOWN : English Turkish

duygularının derinliklerinde, içinde, kalbinin derinliklerinde

DEEP DRAW : English Turkish

v. derin çekmek

DEKALITER : English Turkish

n. dekalitre, on litreye eşit olan kapasite birimi

DEKAMETER : English Turkish

n. dekametre, on metreye eşit olan uzunluk birimi

DEKARE : English Turkish

n. dekar, dönüm, 10 ar (100 metrekareye eşit alan ölçüsü birimi) büyüklüğüne eşit olan alan ölçüsü birimi

DEKE : English Turkish

v. hokeyde yanıltıcı bir hamle yaparak rakibi kandırmak (Argo); rakibi yanıltmak

DEKE : English Turkish

n. hokeyde yanıltıcı bir hamle yaparak rakibi kandırma (Argo); rakibi kandırmak amacıyla yapılan yanıltıcı hareket

DEKKO : English Turkish

n. bakış

DEL. : English Turkish

n. "Delaware", Birleşik Devletler'de bir eyalet

DELACROIX : English Turkish

n. bir soyadı; Eugene Delacroix (
1863), Fransız bir Romantik ressam ve taşbaskıcı, "The Bark of Dante (Dante'nin Kabuğu)" ve "Women of Algiers (Cezayir'in Kadınları)" adlı eserlerin yaratıcısı

DELACTATION : English Turkish

n. sütten kesme, memeden kesme, sütten kesilme, ana sütünün kesilmesi

DELAINE : English Turkish

n. yünlü veya yün ve pamuk karışımı ince bir kumaş türü

DELAMINATE : English Turkish

v. tabakalara ayırmak

DELANO : English Turkish

n. güney California'da (ABD) bir şehir

DELANO : English Turkish

n. bir erkek adı; bir soyadı

DELATE : English Turkish

v. itham etmek; şikâyet etmek, gammazlamak; ele vermek; ihbar etmek

DELATION : English Turkish

n. itham; şikâyet, gammazlama; ele verme; ihbar etme

DELATOR : English Turkish

n. muhbir, gammazcı

DELAUNAY : English Turkish

n. bir soyadı; Robert Delaunay (
1941), çağdaş bir Fransız sanatçı, neo-empresyonist ve kübist akımlarının bir üyesi