Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
DISSUASION : English Turkish

n. vazgeçirme, caydırma; ikna; kandırma

DISSUASIVE : English Turkish

adj. caydırıcı, vazgeçirici

DISSUASIVELY : English Turkish

adv. vazgeçirerek, caydırarak, engelleyerek, cesaret kırarak

DISSUASIVENESS : English Turkish

n. vazgeçiricilik, caydırıcılık, engelleyici olma durumu, cesaret kırıcılık

DISSYLLABIC : English Turkish

adj. iki heceli

DISSYLLABICALLY : English Turkish

adv. iki heceli olarak

DISSYLLABLE : English Turkish

n. iki heceli sözcük

DISSYMMETRICAL : English Turkish

adj. asimetrik, simetrik olmayan, bakışımsız

DISSYMMETRY : English Turkish

n. simetrik olmayış, asimetri, bakışımsızlık

DISTAD : English Turkish

adv. sona doğru, sonuna doğru, uca doğru, merkezden uzağa doğru

DISTAFF : English Turkish

n. öreke, kadın işi, kadın

DISTAFF SIDE : English Turkish

ana tarafı, kadın kısmı (aile)

DISTAL : English Turkish

adj. merkezden uzak

DISTALLY : English Turkish

adv. sona doğru bir şekilde, sonuna doğru bir şekilde, uca doğru bir şekilde, merkezden uzağa doğru bir şekilde

DISTANCE : English Turkish

n. uzaklık, uzak olma, açıklık; mesafe, ara, araya mesafe koyma; soğukluk

DISTANCE : English Turkish

v. uzakta tutmak, uzağa koymak; geçmek; geride bırakmak

DISTANCE LEARNING : English Turkish

uzaktan eğitim, uzaktan öğrenim, uzaktan eğitim alma metodu, evden eğitim görme yöntemi (internet yoluyla veya ödevleri posta yoluyla göndererek)

DISTANCE RACE : English Turkish

n. uzun mesafe yarışı

DISTANCE RUNNER : English Turkish

uzun mesafe koşucusu

DISTANCE VECTOR MULTICAST ROUTING PROTOCOL : English Turkish

Uzaklık Vektörü Çoğa Gönderim Yönlendirme Protokolü (Bilgisayar) bir ağ ya da IP üzerinden çok noktaya yayım aktarımları göndermek için kullanılan protokol (bir ağın bant aralığında büyük ölcüde tasarruf sağlar), DVMRP

DISTANCED : English Turkish

adj. ayrı, bağımsız

DISTANCES : English Turkish

n. arka plân, geri plân

DISTANT : English Turkish

adj. uzak, ırak, uzakta, mesafeli; hafif; soğuk

DRUGGIST : English Turkish

n. eczacı

DRUGGY : English Turkish

adj. uyuşturucularla ilgili, uyuşturuculara özgü; uyuşturucu bağımlılarıyla ilgili, uyuşturucu tiryakilerine özgü, yasadışı uyuşturucular kullanan kimselerle ilgili, hapçılara özgü; uyuşturucuların neden olduğu