English To Turkish
COMMONALTY : English Turkish
n. sıradan insanlar, sıradan halk, ayaktakımı, avam; toplum, birlik; dernek üyesi
COMMONER : English Turkish
n. halktan olan kimse, genel otlağı kullanma hakkı olan kimse
COMMONLY : English Turkish
adv. çoğunlukla, bayağıca, alelâde; sıradan biçimde
COMMONNESS : English Turkish
n. adilik; bayağılık, çokluk, bol bulunma; sıradanlık
COMMONPLACE : English Turkish
n. sık söylenen söz; beylik lâf; klişe
COMMONPLACE : English Turkish
adj. sıradan, alelâde, olağan, adi, bayağı; basmakalıp
COMMONS : English Turkish
n. avam, halk tabakası, paylaşılan yiyecekler, asil olmayanlar
COMMONS : English Turkish
n. ortak alan, yemek salonu, kafeterya; yemek salonunda verilen yemek; pay, parça, porsiyon; şehirde veya kasabada halka açık alan, park, meydan
COMMONSENSE : English Turkish
adj. sağduyu, sağduyuya dayanan, mantık gösteren
COMMONSENSICAL : English Turkish
adj. sağduyulu, karar vermede sağduyu gösteren
COMMONWEAL : English Turkish
n. kamu yararı, devlet, ulus
COMMONWEALTH : English Turkish
n. devlet, kamu yararı, eyalet, ulus
COMMONWEALTH : English Turkish
n. milletler topluluğu
COMMONWEALTH FORCES : English Turkish
Milletler Topluluğu Gücü, Britanya Milletler Topluluğu içinde bulunan ulusların askerî kuvvetleri
COMMONWEALTH OF DOMINICA : English Turkish
n. Dominik, Dominika, Dominica, Dominik Cumhuriyeti, Batı Hint Adalar'nda bir ada (Karayip Denizi ile Kuzey Atlantik Okyanusu arasında); bu adada bulunan bağımsız bir cumhuriyet
COMMONWEALTH OF INDEPENDENT STATES : English Turkish
Bağımsız Devletler Topluluğu, eski Sovyetler Birliği üyesi bazı uluslar arasında oluşturulan topluluk, CIS
COMMONWEALTH OF NATIONS : English Turkish
İngiliz Milletler Topluluğu, Birleşik Krallık ve kendisine bağlı ülkeler ile eski kolonilerinin oluşturduğu birlik (resmî olarak 1931 yılında Westminster Yasası ile kuruldu)
COMMONWEALTH OF THE BAHAMAS : English Turkish
n. Bahama Adaları, The Bahamas (Bahamalar), Atlantik Okyanusu'nda Kuzey Amerika'nın güneydoğusunda yer alan bir adalar grubu
COMMORANCY : English Turkish
n. iskan etme, bir yerde oturma, ikamet
COMMORANT : English Turkish
n. ikamet eden, sakin
COMMORANT : English Turkish
adj. ikamet eden, oturan, yaşayan, sakin olan; konut ile ilgili
COMMOTIO : English Turkish
n. kommosyo, (Tıp) sarsıntı, şiddetli sarsıntı sonucu olan yumuşak yerlerin yaralanması; şiddetli sarsıntı sonucu meydana gelen şok
COMMOTION : English Turkish
n. karışıklık, kargaşa, heyecan, ayaklanma, telaş, koşuşturma
COMMOVE : English Turkish
v. kışkırtmak, şiddet ile hareket etmek; zorla hareket etmeye neden olan; karıştırmak, rahatsız etmek; tahrik etmek; kafasını karıştırmak, heyecanlandırmak
COMMUNAL : English Turkish
adj. toplumsal, halk, halkın malı olan, umumi, müşterek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani