English To Turkish
COMMUNITY CENTRE : English Turkish
sosyal merkez, bir bölgenin insanlarının belirli aktivitelerde yer alabildikleri yer (ayrıca community center olarak da yazılır)
COMMUNITY CHEST : English Turkish
genel yardım sandığı, toplumdaki sosyal yardımlaşma projeleri için ayrılan sermaye (finansal bağışlara dayalı olan)
COMMUNITY COLLEGE : English Turkish
ikili öğrenim yapan bölge üniversitesi, belli bir bölgede ikamet edenler için tasarlanmış olan daha küçük üniversite (genellikle gündüz ve gece dersleri sunar)
COMMUNITY HOME : English Turkish
halkevi
COMMUNITY LEADER : English Turkish
cemaat lider, topluluk lideri, radikal veya kültürel grup başkanı
COMMUNITY OF HEIRS : English Turkish
n. miras ortaklığı
COMMUNITY OWNERSHIP : English Turkish
n. ortak mülkiyet
COMMUNITY PROPERTY LAW : English Turkish
eşlerin mal ortaklığı ile ilgili yasa, bir çift arasındaki mülkiyet sahipliği ile ilgili kanınlar
COMMUNITY SERVICE : English Turkish
n. toplum hizmet, kamu hizmeti, kamu veya kuruluşlarının yararı için sağlanan veya uygulanan hizmet; (Hukuk) mahkum edilmiş bir kimsenin hapsedilme yerine ceza olarak verilen kamu yararına yaptığı iş
COMMUNITY SINGING : English Turkish
community singing, organize olmuş koroda şarkı söyleyen insanlar grubu
COMMUNIZATION : English Turkish
n. müşterek kılma, komünist yapma eylemi; Komünist ilkeleri empoze etme; bir şeyi özelden devlet mülkiyeti veya denetlemesine değiştirme; özel mülkiyetten topluma ait olan mülkiyete dönüştürme (ayrıca communisation)
COMMUNIZE : English Turkish
v. herkesin malı haline getirmek, komünizm prensiplerine bağlı kılmak
COMMUTABLE : English Turkish
adj. değiştirilebilir, dönüştürülebilir, hafifletilebilir
COMMUTATE : English Turkish
v. yönünü değiştirmek, düz akıma çevirmek
COMMUTATION : English Turkish
n. değiştirme, akım düzenleme, hafifletme (ceza); kısa mesafede gidip gelen tren servisi
COMMUTATION TICKET : English Turkish
abonman kartı, çoklu yolculuklar için olan indirimli sezon bileti
COMMUTATIVE : English Turkish
adj. degiştirilebilen, değiştirme ile ilgili
COMMUTATIVE LAW : English Turkish
komütatiflik kanunu, belli işlemlerin gerçekleştiği sıranın farksız olduğunu savunan kanun (Matematik)
COMMUTATIVELY : English Turkish
adv. değişmeli bir şekilde, değiştirilebilen bir biçimde, takas edilebilir bir şekilde
COMMUTATOR : English Turkish
n. komütatör, çevirici
COMMUTE : English Turkish
v. değiştirmek, değiş tokuş etmek, takas etmek, çevirmek; hafifletmek; evle iş arasını trenle gidip gelmek
COMMUTER : English Turkish
n. her gün işe trenle gidip gelen kimse; banliyöde yaşayan kimse; akım çevirici
COMMUTER BELT : English Turkish
n. banliyö bölgesi
COMMUTER MARRIAGE : English Turkish
n. commuter marriage, işlerinin yerleri nedeniyle ayrı yaşayan ve birbirini görmek ve birlikte olmak için devamlı olarak yolculuk eden çift arasındaki evlilik
COMMUTER TAX : English Turkish
taşıma vergisi, yolculuk etme vergisi, yurt dışına seyahat vergisi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani