Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CONFORM TO THE LAWS : English Turkish

v. kanunlara uymak, yasalara veya yönetmeliğe uymak

CONFORM WITH : English Turkish

v. uyumlu olmak, uymak, kuralları uygulamak, yönetmeliğe veya kanunlara uymak

CONFORMABLE : English Turkish

adj. benzer, yerinde, uygun, uyumlu, itaatkâr

CONFORMABLY : English Turkish

adv. benzer olarak, uyumlu bir şekilde, uysal olarak, uyarlamalı olarak

CONFORMANCE : English Turkish

n. uyma, uyum sağlama

CONFORMATION : English Turkish

n. uygunluk, uyma, adaptasyon, uyarlama; biçim, yapı

CONFORMATIONAL : English Turkish

adj. uyumlu, uyarlanabilir, ayarlanabilir

CONFORMATIONALLY : English Turkish

adv. uyumlu bir şekilde, uyarlanabilir bir şekilde

CONFORMER : English Turkish

n. uyan kimse, uyum sağlayan veya adapte olan kimse, karşı koymayan veya takip eden kimse, boyun eğen kimse

CONFORMING : English Turkish

adj. uyan, uygun olan; razı olan

CONFORMISM : English Turkish

n. geleneklere uyma, törelere uyma, konformizm

CONFORMIST : English Turkish

n. uyumlu kimse, toplum kurallarına uyan kimse, kilise kurallarına uyan kimse

CONFORMITY : English Turkish

n. uygunluk, uyum, benzerlik, uyma; kilise kurallarına uyma, kilise üyesi olma

CONFOUND : English Turkish

v. şaşırtmak, kafasını karıştırmak, karıştırmak; bozmak, yıkmak; yenmek; utandırmak; kahretmek

CONFOUND HIM : English Turkish

interj. kahretsin, kahrolası

CONFOUND IT : English Turkish

interj. kahrolası, allah'ın belâsı, lanet olsun

CONFOUND IT! : English Turkish

Kahretsin!, Lanet olsun!, Defol!, Cehennemin dibine kadar!

CONFOUNDED : English Turkish

adj. kafasını karışmış, şaşırmış; kahrolası, baş belâsı

CONFOUNDEDLY : English Turkish

adv. aşırı, belâ gibi

CONFOUNDEDNESS : English Turkish

n. baş belası olma durumu, lanetli olma durumu, talihsizlik

CONFOUNDER : English Turkish

n. karıştırıcı, karışıklığa ve kargaşaya neden olan kimse; tahrip eden kimse

CONFRATERNITY : English Turkish

n. kardeşlik derneği, hayır kurumu

CONFRERE : English Turkish

n. meslektaş, aynı kurumda çalışan kimse

CONFRONT : English Turkish

v. yüz yüze getirmek, yüzleştirmek, karşılaştırmak, karşı koymak

CONFRONT SMB. WITH : English Turkish

v. karşı karşıya bırakmak, karşılaştırmak