English To Turkish
CONSOCIATION : English Turkish
n. yoldaşlık, dost birliği; arkadaşlık; ittifak; eşlik
CONSOLATION : English Turkish
n. teselli, avunma, avuntu, teselli eden şey
CONSOLATION GOAL : English Turkish
n. şeref golü
CONSOLATION PRIZE : English Turkish
n. teselli ikramiyesi, teselli ödülü
CONSOLATORY : English Turkish
adj. teselli edici, avutma olarak, avutucu
CONSOLE : English Turkish
n. konsol, raf, masa; klavye, kumanda paneli
CONSOLE : English Turkish
v. avutmak, teselli etmek, avunmak
CONSOLE ONESELF : English Turkish
v. kendini avutmak, teselli bulmak, avunmak
CONSOLE TABLE : English Turkish
n. konsol, duvar masası
CONSOLER : English Turkish
n. avutucu kimse, teselli edici kimse, teselli eden kimse, cesaret veren kimse
CONSOLIDATE : English Turkish
v. sağlamlaştırmak, pekiştirmek, birleştirmek, takviye etmek; toplamak; vadesini uzatmak
CONSOLIDATED : English Turkish
adj. sağlam, dayanıklı, takviyeli, birleştirilmiş, birleşmiş, vadesi uzatılmış
CONSOLIDATED ANNUITIES : English Turkish
devlet tahvilleri
CONSOLIDATED RAIL CORPORATION : English Turkish
n. Konsolide Demiryolları Ortaklığı, Conrail, kuzeydoğu ABD'de iflas eden ve yolcu ve yük taşıma işine giren 6 büyük demiryolları şirketinin 1976 yılında birleşmesiyle oluşan federal finansmanlı bir Amerikan şirketi
CONSOLIDATED VERSION : English Turkish
konsolide versiyon, kanunlardan herhangi birinde değişiklik yapmadan diğer ayrı kanunların derlemesi olan kanun
CONSOLIDATION : English Turkish
n. takviye, sağlamlaştırma, konsolide etme; borçları birleştirme; sertleşme
CONSOLIDATION : English Turkish
v. sağlamlaştırmak, takviye etmek
CONSOLIDATION LOAN : English Turkish
teminatlı borç konsolidasyonu, birkaç ayrı borçları bir tek borca birleşmesiyle yaratılan borç
CONSOLIDATION OF DEBTS : English Turkish
orçlar konsolidasyonu, daha küçük olan tüm borçları bir tek konsolide borca koymak
CONSOLIDATION OF PROCEEDINGS : English Turkish
dava işlemlerinin birleşimi, kanuni hak taleplerinin birleşimi
CONSOLIDATION OF STATEMENTS : English Turkish
konsolide tablolar, tüm iştirakleri dahil eden birleşik mali şirket beyanı
CONSOLIDATOR : English Turkish
n. konsolidatör, birleşme; konsolide eden kimse; kuvvetlendirici
CONSOLING : English Turkish
adj. avutucu, teselli edici, rahatlama sağlayan
CONSOLINGLY : English Turkish
adv. avutarak, teselli kelimeleri ile, rahatlatıcı bir şekilde, sakinleştirici bir şekilde
CONSOLS : English Turkish
n. devlet tahvilleri
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani