English To Turkish
CONSPIRATORIAL ACT : English Turkish
suikast ile ilgili eylem, yıkıcı hareket, sorunlara veya hasara neden olmak için planlanmış olan eylem
CONSPIRATORIALLY : English Turkish
adv. planlayarak, yerini belirleyerek ve planlı bir şekilde
CONSPIRE : English Turkish
v. gizlice anlaşmak, anlaşmak, komplo kurmak; fesat çıkarmak; birlik olmak; suikâst hazırlamak; kurmak
CONSPIRED AGAINST HIM : English Turkish
ona fesat düzenlediler, birlikte gizlice ona karşı plan kurdular, onun kuyusunu kazdılar, ona komplo düzenlediler
CONSPIRER : English Turkish
n. komplo kuran kimse, plan yapan kimse, dolap çeviren kimse, entrikacı
CONSPIRINGLY : English Turkish
adv. fesat amacıyla gizli anlaşma yaparak, komplo kurma niyeti ile, planlı bir şekilde, haince
CONST : English Turkish
sabit, değişmez miktar, değişmeyen nicelik
CONSTABLE : English Turkish
n. polis memuru [brit.]
CONSTABULARY : English Turkish
n. polis örgütü, zabıta, jandarma, polisin yetki alanı
CONSTANCE : English Turkish
n. bir kadın adı; batı Almanya'da bir şehir; batı Avrupa'da bir göl
CONSTANCY : English Turkish
n. istikrar, sabitlik, azim, sebat, sadakât; vefa, bağlılık
CONSTANT : English Turkish
n. konstant
CONSTANT : English Turkish
adj. daimi, sabit, değişmez, sürekli; ısrarlı, sebatlı, sadık, vefalı; durağan
CONSTANT ANGULAR VELOCITY : English Turkish
Sabit Açısal Hız, verinin disk üzerindeki yerine göre değişmeyen hard disk devir hızı (iç kısımlarda hızın daha yüksek olduğu CLV'nin tersine), CAV
CONSTANT LINEAR VELOCITY : English Turkish
Sabit Doğrusal Hız, verilerin sabit bir hızda akması (verinin yerine göre hard diskin devir hızındaki değişimden kaynaklanır
iç kısımlarda daha hızlı ve dış kısımlarda daha yavaştır), CLV
CONSTANT PAYMENT : English Turkish
sabit ödeme, periyodik olarak tekrarlanan ödeme, düzenli ödeme
CONSTANT PRESSURE : English Turkish
sabit basınç, değişmez basınç, daimi basınç
CONSTANT PRICE : English Turkish
n. sabit fiyat
CONSTANTAN : English Turkish
n. konstantan, elektriksel ısı direnci için kullanılan %55 civarında bakırdan ve %55 civarında nikelden oluşan alaşım
CONSTANTINE : English Turkish
n. bir erkek adı; Cezayir'de bir şehir; eski bir Papa (
715 arasında)
CONSTANTINE I : English Turkish
n. I. Constantine (MS
337, Flavius Valerius Aurelius Constantinus olarak doğdu) Roma'nın Hıristiyanlığı benimsemiş olan
337 yılları arasındaki imparatoru; (
1923) Yunanistan'ın
1917 ve
1922 yılları arasındaki kralı; Constantine I of Scotland (İskoçyalı I. Constantine), Constantine mac Cinaeda (
877), savaşçı bir İskoç kralı
CONSTANTINE MAC CINAEDA : English Turkish
n. İskoçyalı I. Constantine (
877), İskoçların savaşçı da olan bir kralı
CONSTANTINE THE GREAT : English Turkish
n. Büyük Constantine, I. Constantine (MS
337, Flavius Valerius Aurelius Constantinus olarak doğdu) Roma'nın Hıristiyanlığı benimsemiş olan
337 yılları arasındaki imparatoru
CONSTANTINIAN SYMBOL : English Turkish
n. Konstantin sembolü, XP, ilk olarak I. Constantine tarafından Hıristiyanlığın sembolü olarak kullanılmış olan Yunanca "christos" veya "XRISTOS" ("Christ {İsa}" anlamına gelir) kelimesinin ilk iki harfi
CONSTANTINOPLE : English Turkish
n. İstanbul'un (kuzeybatı Türkiye'de bir liman şehri) eski adı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani