Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CONSOLUTE : English Turkish

adj. consolute, karşılıklı çözünürlüğü olan (Kimya)

CONSOMME : English Turkish

n. et suyu, konsome, et suyuna çorba

CONSONANCE : English Turkish

n. uyum, ahenk, ses uyumu, uyuşma

CONSONANCY : English Turkish

n. ses uyumu, sesler uygunluğu, öğeler arasındaki ahenk

CONSONANT : English Turkish

n. ünsüz, sessiz harf

CONSONANT : English Turkish

adj. ahenkli, uyumlu, ses uyumu olan, bağdaşan, uyuşan

CONSONANT WITH : English Turkish

adj. uyumlu, ile uygun

CONSONANTAL : English Turkish

adj. ünlü harflerle bir arada olan, ünlü harfler içeren

CONSONANTLY : English Turkish

adv. sessiz harfle ilgili olarak, (Fonetik) sessiz harf olarak, sessiz harf şeklinde (solunum kanalında kapanma ile tanımlanan ses türü)

CONSORT : English Turkish

n. eş, yoldaş; refakâtçi gemi; eseri ortaya koyan sanatçı grubu; çok sanatçılı gösteri

CONSORT : English Turkish

v. refakât etmek, arkadaşlık etmek, eşlik etmek, birlikte vakit geçirmek, hayatını paylaşmak; bağdaşmak; uymak

CONSORTIUM : English Turkish

n. konsorsiyum, uluslararası ticaret birliği; evliliğin getirdiği haklar

CONSORTIUM BANK : English Turkish

anlalar konsorsiyumu, başka bankaların sahipliği altında olan banka

CONSPECIFIC : English Turkish

adj. aynı türden olan, aynı türe ait olan organizmalara ait veya ilgili olan (Biyoloji)

CONSPECTUS : English Turkish

n. taslak, özet; genel bakış, plan

CONSPICUITY : English Turkish

n. barizlik, ortada olma, göze çarpma

CONSPICUOUS : English Turkish

adj. belli, bariz, apaçık, göze çarpan, dikkat çekici, çarpıcı; cazip

CONSPICUOUS CONSUMPTION : English Turkish

gösterişçi tüketim, fazla tüketim, aşırı kullanım, aşırı alım

CONSPICUOUSLY : English Turkish

adv. belli olarak, bariz, dikkat çekici biçimde, çarpıcı bir biçimde

CONSPICUOUSNESS : English Turkish

n. barizlik, ortada olma, göze çarpma

CONSPIRACIST : English Turkish

n. komplo teorilerini savunan, komplo teorileri destekçisi; bir komplonun bir olaya sebep olduğunu destekleyen ve inanan kişi

CONSPIRACY : English Turkish

n. anlaşma, gizli anlaşma, suikâst, komplo

CONSPIRACY OF SILENCE : English Turkish

ir konunun gizli kalması için yapılan anlaşma, bir konu veya olay il ilgili sessiz kalınması için yapılan anlaşma

CONSPIRATOR : English Turkish

n. suikâstçi, komplocu

CONSPIRATORIAL : English Turkish

adj. suikâst ile ilgili, suikâstçi ile ilgili, suikâst