Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CONTEMPTIBILITY : English Turkish

n. küçümseme, alçaklık, adilik

CONTEMPTIBLE : English Turkish

adj. aşağılık, adi, rezil, alçak, hor

CONTEMPTIBLE PERSON : English Turkish

alçak kimse, adi kişi, hor görülmeyi hak eden kişi

CONTEMPTIBLENESS : English Turkish

n. aşağılıklık, adilik, alçaklık, rezillik

CONTEMPTIBLY : English Turkish

adv. alçakça, hor görerek, küçümseyerek; alçakça, nefret edilecek bir biçimde

CONTEMPTUOUS : English Turkish

adj. aşağılayıcı, küçültücü, ağır, hor gören

CONTEMPTUOUS ACT : English Turkish

aşağılayıcı hareket, birinin hor görüldüğünü gösteren hareket

CONTEMPTUOUSLY : English Turkish

adv. küçültücü bir biçimde, aşağılayarak

CONTEMPTUOUSNESS : English Turkish

n. aşağılama, küçümseme

CONTEND : English Turkish

v. uğraşmak, savaşmak, çekişmek, tartışmak, yarışmak, rekabet etmek, iddia etmek, ileri sürmek

CONTEND FIRMLY : English Turkish

kesin olarak ileri sürmek, kararlılıkla açıklamak

CONTEND WITH : English Turkish

ile uğraşmak,
ile tartışmak,
ile münakaşa etmek

CONTENDER : English Turkish

n. mücâdele eden kimse, rakip, yarışmacı, iddiacı

CONTENDERE : English Turkish

v. suçun kabulü, (Hukuk) "nolo contendere" ifadesinin bir parçası ("itiraz olmadan'", "mahkemeye çıkma isteği olmadan", davalının teknik olarak suçu kabul etmeden hüküm alması talebi)

CONTENT : English Turkish

n. içerik, içerik miktarı, öz, içindekiler, kapsam, anlam; lehte oy kullananlar; olumlu oy miktarı; ayar; memnuniyet, hoşnutluk; doyum, tatmin

CONTENT : English Turkish

v. memnun etmek, tatmin etmek, hoşnut etmek

CONTENT : English Turkish

adj. hoşnut, memnun, hazır, razı, olumlu

CONTENT ANALYSIS : English Turkish

içerik analizi, bir gıda ürününün besin değerini ayrıntılı olarak anlatan tablo

CONTENT MANAGEMENT : English Turkish

n. içerik yönetimi, sayısal bilginin ömründeki değişik aşamaların ilerleyen gelişimini destekleyen prosedürler ve teknolojiler dizisi

CONTENT ONESELF : English Turkish

v. idare etmek, yetinmek

CONTENT ONESELF WITH : English Turkish

yetinmek

CONTENTED : English Turkish

adj. halinden memnun, hoşnut, mutlu, kanaatkâr, razı

CONTENTEDLY : English Turkish

adv. memnun olarak, tatmin olmuş bir şekilde

CONTENTEDNESS : English Turkish

n. memnuniyet, hoşnutluk

CONTENTION : English Turkish

n. kavga, çekişme, tartışma, tartışma konusu; iddia, sav