English To Turkish
CROONER : English Turkish
n. mırıldanır gibi duygusal şarkılar söyleyen şarkıcı
CROP : English Turkish
n. ekin, ürün, mahsul, verim; ekip biçme; işleme; hasat; kalabalık; kursak; kısa kesilmiş saç
CROP : English Turkish
v. biçmek, ekmek, dikmek; ürün vermek; kesmek, kırpmak; yemek, otlamak
CROP DUSTER : English Turkish
zararlılarla mücadele uçağı, mahsulleri böcek ilacı püsküren uçak
CROP EARED : English Turkish
adj. kulağı kesilmiş, kısa kesimli (saç)
CROP OF APPLES : English Turkish
elma hasadı, elma mahsulü, bir mevsimde bir çiftlik tarafından üretilen elma miktarı
CROP ONE'S FEATHERS : English Turkish
irinin burnunu yere sürtmek, küçük düşürmek
CROP OUT : English Turkish
ortaya çıkmak, çıkmak
CROP ROTATION : English Turkish
ekim nöbeti, toprak verimliliğini artırmak ve zararlılarla hastalıkları kontrol etmek için aynı araziye sürekli olarak değişik ürünler ekmek
CROP UP : English Turkish
ortaya çıkmak, baş göstermek, birdenbire görünmek
CROPLAND : English Turkish
n. tarla, mahsul ekmek için kullanılan toprak
CROPPED : English Turkish
adj. biçilmiş, kesilmiş, kırpma ile olduğu gibi budanmış veya kesilmiş; ürün yetiştirmek için kullanılan (arazi veya toprak için söylenen)
CROPPER : English Turkish
n. ekin; bozgun, yıkım; başarısızlık; kursağını şişirebilen güvercin
CROPPING : English Turkish
n. kırpma, kesme; grafik programlarında resim kenarlarını keserek düzeltme (Bilgisayar)
CROPPY : English Turkish
adj. croppy, yuvarlak başı olan
CROQUET : English Turkish
n. kroket, tahta top ve sopalarla oynanan oyun
CROQUET : English Turkish
v. krokette top sürmek
CROQUETTE : English Turkish
n. kroket, patates köftesi; top köfte
CROQUIS : English Turkish
n. kroki, kabataslak, ön çizim
CROSBY : English Turkish
n. bir soyadı; Harry Lillis "Bing" Crosby (
1977), Amerikalı bir şarkıcı ve oyuncu; Minnesota'da (ABD) bir şehir
CROSBY STILLS AND NASH : English Turkish
1960'ların ve 1970'lerin Amerikan bir folk rock grubu, CSN
CROSBY STILLS NASH AND YOUNG : English Turkish
1960'ların ve 1970'lerin Amerikan bir folk rock grubu
CROSIER : English Turkish
n. piskopos asası
CROSS : English Turkish
n. artı işareti, haç, çapraz; dert; melez; hile; dörtyol ağzı
CROSS : English Turkish
v. çaprazlaştırmak; üst üste atmak, çapraz çizgiler çizmek, haç işareti yapmak; kesişmek; karşılaşmak; darılmak; geçmek; melezlemek; engellemek; bozmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani