English To Turkish
CROSSING : English Turkish
n. geçit, kesit, deniz yolculuğu
CROSSING POINT : English Turkish
geçiş noktası, yaya geçidi, karşıdan karşıya geçme izni olan yer
CROSSING THE AISLE : English Turkish
parti değiştirmek, çıkar nedenleriyle bir siyasi partiden başka bir siyasi partiye geçmek
CROSSING THE LINE : English Turkish
çizgiyi aşmak, merkezi çizgiden boydan boya geçmek; çizgiler arasından gitmek; haddini aşmak (Argo)
CROSSING THE SUEZ CANAL : English Turkish
Süveyş kanalını geçmek, ordunun Süveyş kanalını geçtiği operasyon (Altı Gün Savaşı sırasında)
CROSSJACK : English Turkish
n. crossjack, mizana direğindeki en alçak yelken
CROSSLIGHT : English Turkish
n. yan ışık
CROSSLIGHTS : English Turkish
n. çapraz ışık, kesişen ışık ışınları
CROSSLY : English Turkish
adv. dargın bir biçimde, öfkeli bir şekilde, sinirli bir şekilde
CROSSMATCH : English Turkish
n. crossmatch, (Tıp) kan veren kimse ve alırı arasındaki uygunluğu belirlemek için kullanılan kan testi (organ nakli, kan nakli, vs. ’den önce yapılan)
CROSSNESS : English Turkish
n. aksilik, terslik, huysuzluk, kızgınlık
CROSSOVER : English Turkish
n. geçit; genetik değişim, değişime uğratılmış karekteristik yapı; aşma, atlama
CROSSPATCH : English Turkish
n. huysuz
CROSSPATCH : English Turkish
adj. aksi
CROSSPIECE : English Turkish
n. orta parçası, bir şeyin içinden yerleştirilen parça
CROSSPOST : English Turkish
n. çoklu posta, ay anda birkaç tartışma grubuna gönderilen ileti veya makale (İnternet)
CROSSPOST : English Turkish
v. çoklu posta, bir makaleyi aynı anda birkaç bülten tahtası ve tartışma grubuna göndermek (İnternet)
CROSSPOSTING : English Turkish
n. çoklu postalama, bir makaleyi aynı anda birkaç bülten tahtası ve tartışma grubuna gönderme eylemi (İnternet)
CROSSROAD : English Turkish
n. yan yol; dönüm noktası, kavşak,
CROSSROADS : English Turkish
n. kavşak; dörtyol ağzı; dönüm noktası
CROSSTALK : English Turkish
n. konuşma karışması, resmi olmayan konuşma, sohbet; hızlı ve nükteli konuşma; (Telekomünikasyon) değişik kanallarda olan iki frekansın karışımının neden olduğu karışma (telefonda veya radyoda olduğu gibi)
CROSSTOWN : English Turkish
adj. şehrin bir ucundan diğer ucuna geçen, şehrin diğer ucunda bulunan; tüm şehri enine geçen (yol gibi)
CROSSWALK : English Turkish
n. yaya geçidi
CROSSWAY : English Turkish
n. kavşak, dört yol ağzı, bağlantı noktası, kesişme
CROSSWAYS : English Turkish
adv. çapraz, çaprazlama, aykırı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani