Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CURETMENT : English Turkish

n. küret ile kazıma, küret ile kazıma eylemi (cerrahi alet)

CURETTAGE : English Turkish

n. kürtaj

CURETTE : English Turkish

n. küret

CURETTE : English Turkish

v. küret ile kazımak

CURETTEMENT : English Turkish

n. küret ile kazıma, küret ile kazıma eylemi (cerrahi alet)

CURFEW : English Turkish

n. sokağa çıkma yasağı; karatma zamanı; yat borusu; karartma zili

CURFEW HOURS : English Turkish

sokağa çıkma yasağı saatleri, dışarı çıkmanın yasak olduğu saatler

CURFEW IN THE TERRITORIES : English Turkish

Bölgede sokağa çıkma yasağı, Gazze şeridi ve Batı Şeria’da kapatma, Gazze şeridi ve Batı Şeria’da sivillerin hareket etmelerini sınırlama

CURFEW WAS IMPOSED : English Turkish

sokağa çıkma yasağı uygulanmaya konuldu, sokağa çıkma yasağının ilan edilmesi durumu

CURIA : English Turkish

n. mahkeme

CURIE : English Turkish

n. Küri

CURIE : English Turkish

n. curie, radyoaktivite ölçme birimi (Pierre Curie’nin adını verdiği)

CURING : English Turkish

n. tedavi etme, iyileştirme; düzelme; korunmuş (gıdalar); katılaşma

CURIO : English Turkish

n. antika; ilginç şey, tuhaf tip

CURIOSA : English Turkish

n. curiosa, alışılmadık konularda olan kitaplar ve yazılar (özellikle erotik konulu yazılar); pornografik kitaplar

CURIOSITY : English Turkish

n. merak, ilgi, ilginç şey, tuhaf tip; antika

CURIOSITY KILLED THE CAT : English Turkish

merak insanı mezara sokar, merak sorunlar yaratır, meraklı olmak başına bela getirir

CURIOUS : English Turkish

adj. acayip, garip, ilginç, tuhaf; ilgili,meraklı,

CURIOUS PERSON : English Turkish

n. meraklı

CURIOUSLY : English Turkish

adv. garip biçimde, merakla, ilgiyle, ilginç biçimde

CURIOUSLY ENOUGH : English Turkish

işin garibi, işin tuhafı

CURIOUSNESS : English Turkish

n. meraklılık, çok soru sorma, ilgi, her şeye burnu sokma

CURIUM : English Turkish

n. küriyum, metal kimyasal element

CURL : English Turkish

n. büklüm, bukle, lüle, saç lülesi; kıvırma, bükme

CURL : English Turkish

v. kıvırmak, dalgalandırmak, bükmek, kıvrılmak, kıvırcık olmak