English To Turkish
DARDIC LANGUAGE : English Turkish
n. Dardik dil, Keşmir ve Pakistan ile doğu Afganistan'da konuşulan Hindu dilleri grubundan herhangi biri
DARE : English Turkish
v. cüret etmek, cesaret etmek; kalkışmak; riske girmek; kafa tutmak (Argo); meydan okumak
DARE DEVIL : English Turkish
n. atılgan kimse, hünerli adam; çekinmeden cesaret eden kimse
DARE DEVIL : English Turkish
adj. gözü pek ,(eylemler veya hareketler için söylenen) cüretkâr ve tehlikeli; düşüncesizce davranan, atak; maceraperest
DARE DEVILRY : English Turkish
n. gözüpeklik, yiğitlik, atılganlık
DARE DEVILTRY : English Turkish
n. gözüpeklik, yiğitlik, atılganlık
DARE TO DREAM : English Turkish
hayal etmeye cesaret etmek, gerçeğin ötesinde düşünmeye cesareti olmak; daha iyi bir gelecek için düşünmek
DARED TO : English Turkish
gözü kesti, yapmak için yeterince cesaretliydi
DAREDEVIL : English Turkish
n. gözüpek kişi, gözüpek kimse, cesur kimse, cüretli kimse, yiğit, gözünü budaktan sakınmaz kişi
DAREDEVIL : English Turkish
adj. gözüpek, gözünü budaktan sakınmaz, atılgan, yiğit
DAREN'T : English Turkish
cüret edememek, kalkışmamak
DARER : English Turkish
n. meydan okuyan kimse, başka bir kimseyi zor veya tehlikeli bir şeyi yapması için düelloya davet eden kimse
DARESAY : English Turkish
v. söyleyebilmek, söylemeye cesaret etmek; bir şeyin neredeyse kesin farz etmek; zannetmek; öyle olduğunu düşünmek
DARFUR : English Turkish
n. batı Sudan'da tarihî bir bölge ve eski bir sultanlık da olan bir vilayet
DARGAH : English Turkish
n. Müslüman türbesi, Müslüman azizi mezarı, kutsal Müslüman adamın gömüldüğü yer; türbeye inşa edilmiş tapınak
DARI : English Turkish
n. Afganistan'da konuşulan İran dili, Dari Farsçası
DARING : English Turkish
n. cesaret, cesurluk, cüret, gözüpeklik, yiğitlik, pervasızlık
DARING : English Turkish
adj. cüretkâr, pervasız, atak, cesur, cüretli, gözüpek; serüvenci, tehlikeli, rizikolu
DARINGLY : English Turkish
adv. cüretkar bir şekilde, yiğitçe, yüreklice, korkusuzca
DARINGNESS : English Turkish
n. cüretkarlık, cesur ve korkusuz olma niteliği
DARIOLE : English Turkish
n. kek kalıbı, fincan şeklinde küçük pişirme kalıbı; koyu krema veya krem şanti ile doldurulmuş hamur kabı veya hamur kasesi
DARIUS : English Turkish
n. Pers krallığında birçok kralın adı (I. Darius, II. Darius, III. Darius)
DARIUS I : English Turkish
I. Darius, (İÖ
486) bir Pers kralı
DARIUS MILHAUD : English Turkish
n. (
1974) çok tonluluğu ilk olarak kullanan Fransız bir besteci (1940 yılında Birleşik Devletler'e göç etti)
DARJEELING : English Turkish
n. Hindistan'da bir şehir; Darjeeling'in (Hindistan) dağlık bölgesinde yetişen mükemmel bir siyah çay
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani